5.0

455 31 18
                                        

Selektör sesini nasıl anlatırım bilemedim. Fikirlere açığım yazın siz değiştiririm ben. Ah be çağlarım ah be. Bak bir pirinç tanesi kadar sabır kaldı kafayı sıyıracak yavrum benden demesi 😀

~~~~

Tik tak tik tak.

Selektörün yanıp sönen ışığını takip ettim bir süre ,ama bir faydası olmadı. Düşünebildiğim tek şey çağlar'ın alperenle ne konuştuguydu. Konuşmaları her ne kadar kısa sürmüş olsa da, inanın benim için bir asır kadar uzun sürdüğünü size ispatlayabilirdim. Konuşmaları bitince çağlar yanıma gelmiş, birlikte biraz oturup okuldan birlikte ayrılmıştık. Doru ve kediyi özlediği için onları almaya gidiyorduk.

Bir süre daha dayanmaya çalışsam da sonunda sormaya karar verdim ama ilk olarak onu kızdırırsam bu daha çok bilgi almamı sağlar diyerek planımı uygulamaya başladım. Boğazımı temizleyip çağların dikkatini hafiften üstüme çekince konuşmayı başlattım.

"Demek balıklar midesine oturmuş ha."

Çağlar bir an yüzüme bakıp kaşlarını çattı bu da nereden çıktı diyordu kesin.

"Evet biraz fazla yedi ya ondandır."

"Anladım. Bu çocuk salak gerçekten ya , sen o kadar çok balık ye midene otursun sonra kalk git gece gece onca yemeğin üstüne birde bir buçuk porsiyon saç kavurma göm. Helal olsun ne mide varmış .Takdir ettim doğrusu."

Göz ucuyla baktığımda, bir kaç kez konuşmak için hareket etmeye niyetlenip sonrasında vazgeçip kafasını cama çevirmesini izledim. Sonra bu yaptığından da vazgeçip bana doğru döndü yüzündeki o pişgin gülümsemeyle.

"Tamam tamam ben kovdum evden."

Işıkta durduğumuz gibi gülerek ona döndüm. Neden işte , neden kovdun çocuğu yalnız mı kalalım istedin yoksa ? Aklımdan geçenlere rağmen sustum. Yüzümde hala gizleyemediğim büyük gülümsemem varken konuştum.

"Neden kovdun çocuğu. Yazık karnını doyursaydı en azından. "

"Dayanamadım onu daha fazla görmeye."

Gözlerini hafif irileştirip bana bakarken çağlara bakmaya doyamadığımı fark ettim. Saçları darmadağınık kıyafetlerimin içinde kaybolmuşken öyle güzel görünüyordu ki nefesimin kesildiğini hissettim. Çağlar öyle küçük biri olmasa dahi kıyafetlerim ona büyük gelmişti. Ama o inatla benim kıyafetlerimi giyiyordu. Kıyafetler üzerinde bendeki kadar iyi durmamış ama yine de ona ayrı bir hava katmış öyle diyor. Sabahları dolabı bir saat boyunca kurcalayıp ne giyeceğini karar verirken yatakta onu izlemek o kadar güzel ki , kıyafet seçmek için yanımdan kalkmak yerine bir başka odadan geliyor oluşunu bile bir süre unutturuyor insana.

Benimle uyumasını isterdim. Kollarımın arasında. Nefesini hissedebilecek kadar yakınımda olmasını. Uzansam dokunabileceğim , ve tanrı biliyor ya israf olan her bir saniyemizin telafisini yapabileceğim kadar öpebilmek isterdim.

İnsan bu ya ne verirseniz verin hep daha fazlasına gözünü dikiyor. Çok kısa bir zaman önce onun yanında kavga etmeden ya da ona zarar vermeden durabilmek bile benim için çok büyük anlamlar içeriyorken şimdi onu istiyordum. Herşeyiyle, tek bir zerresi dahi eksik olmadan , kime ne anlam yüklerse yüklesin hepsini bana versin diyerek. Hem kaçtığı hem sığındığı olmak istiyordum.

"Erdem iyidir. " Dedim yine de.

Araba ilerlerken bi kaç garip ses çıkardı. Dönüp bakmadım ama acayip sevimli görünüyor olmalıydı.

"Bana bir şey yapmadı zaten olan da benim salaklığım. Ben sana yaptığına kızdım. Ama sen dersen ki yapma çağlar, yapmam. "

Güldüm , çağlar gerçekten bunu yapabilecek biri değildi biraz fazla olayları büyüten yapısı vardı hele ki ona ben yapma dedim diye durabilecek biri hiç değildi.

PİCASSO 🍁/TEXTİNGDonde viven las historias. Descúbrelo ahora