20. Bölüm - Şenlik 2

655 118 104
                                    


Oku attı yüreğe

Gelip değdi bileğe

Ak beyin yaptıkları

İşledi yüreğime

-Yibo'nun defterinden

*Uygur halk koşaklarından uyarlamadır.

***

Prensin söyledikleri havada, kağanın boş bakışları prensin pembe dudaklarında asılı kaldı.

"Yibo?"

Kağan öksürerek boğazını temizledi. "Anlamadım," dedi. Zhan'la konuştuğunda durgun nehirleri andıran pürüzsüz sesi, bir erkeğin, savaşçı bir kağanın sesine bürünmüş, toklaşmıştı.

Zhan dudaklarını araladı, konuşmak için derin bir nefes içine çekti, "Bu-"

"-dayı!" Ayakları birbirine çarparak onlara doğru koşan İlbilge'ye döndüler. "Ok yarışı başlıyor dayı, koş! İlk günün kazananına porsuk yay vereceklermiş!"

Zhan Yibo'ya baktı. Onun gözlerinde yeğenine karşı kısa bir an için, buraya geldiğinden bu yana ilk defa kızgınlık gördü. Bu duygu yanlarına geldiğinde koşmaktan yorulduğu için soluklanan, yanakları pembenin en koyu tonunda kızarmış yeğenine bakışlarında bir saniyeden daha uzun süre durmadı.

İlbilge nefeslenip devam etti. "Ağabeyimle benim porsuk ağacından yapılma yayımız var, ama" durdu. Kolaçan eder gibi etrafına baktı. "Ama Burçak'ın yok, kıskanıyor," diye fısıldadı. "Onun için kazanır mısın?"

Dayısının bakışları yenilmeyi çok uzun zaman önce kabul ettiği rakibine döndüğünde omuzları çökkün, ifadesi mağluptu.

**

"Koşuklar okunsun / Alkışlar tutulsun / Kutlu kağan geldi / Saygın durulsun!"

Ok meydanının etrafını saran kalabalık açıldı, alkış tutan eller yorgun düşene kadar meydan coşkuyla çalkalandı. Yibo yan yana yerleştirilmiş, üzerine kürkler serilmiş kütüklere doğru ilerledi. Onun dalgın halini ilk fark eden, hemen arkasından gelmekte olan ağabeyi, Haikuan oldu.

Tüm dalgınlığının arasında Zhan'ın oturacağı kütüğün üzerindeki kürklerin yumuşaklığını kontrol etti, önündeki yabani otları ayağıyla iteledi ve kendi yerine yerleşti. Haikuan, Gencer ve Atılay hemen arkalarından gelip yanlarında yerlerini aldılar. Kağan, uzaktaki kardeşi Elçin'le göz göze geldi. Elini yanındaki boşluğa hafifçe vurdu. Elçin eskiden eşinin oturduğu boşluğa yerleşmek için yürürken gururlu ve de durgundu.

Okuyucu ardı sıra koşuklar okudu. Kopuzlar vuruldu, devletlerinin en önemli insanlarının kendilerini izleyecek olmasının heyecanıyla halkın arasından küçük büyük tüm yarışçılar yerlerini aldılar.

Şenliklerde yarışlar; askerler, halk ve kağan ile arkadaşları için ayrı ve yaşa göre yapılırdı. Herkes gerçek halktan hiçbir gencin şu yüksekteki kütükte oturan 5 devlet büyüğünü yenemeyeceğini bilirdi. Aslında Xiao Zhan'ın nasıl bir atıcı olduğunu bilmiyorlardı, fakat bazılarının Çin'le yaptıkları ticaretler sırasında duydukları şeyler iyi bir savaşçı olduğu yönündeydi. Bu nedenle onun da kağan ve arkadaşlarıyla ok tutacağı aşikardı.

İlk yarışmacılar; çocuklar, ağaçların gövdesine sarılmış kumaş parçalarından yirmi metre uzakta yerlerini aldılar.

Burçak boyundan büyük olan yayla oku tutmaya çalışırken meydanın köşesinden kendisini izleyen annesine, dayılarına ve manevi amcalarına baktı. Onun çocuk heyecanına yetişkinlerin gülümsemesi eşlik etti. Dayısının eşinin, Zhan'ın kendine bir işaret yaptığını fark etti, bakışlarını gördüğü tüm kadınlardan güzel prense çevirdi. Keşke Burçak da prens olsaydı. Görünen o ki prensler prenseslerden daha güzeldi.

CasusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin