44

8.2K 528 128
                                    

Medya - Kevin bebeğim *-*

Götay: Boncuk gözlüm.

Kevin: Götay!!

Kevin: Ben seni engellemiştim.

Götay: Evet yapmıştın öyle bir hata.

Kevin: Nasıl açtın engeli?!

Götay: Şey ya.

Götay: Dün telefonunu neye bakıyorsun diye aldığım sıra hallettim işte.

Götay: Bu arada kaydetmişsin beni gözümden kaçtı sanma boncuk gözlüm (:

Kevin: Tekrar engelleyeceğim seni.

Kevin: Bakalım bu sefer nasıl açacaksın?

Götay: Şhtt boncuk gözlüm elini çek hemen o engel tuşundan.

Kevin: Neden yapayım bunu?

Götay: Otelinin önündeyim.

Götay: İnde o yüzünü göreyim bir.

Kevin: Nereden biliyorsun sen benim otelimi.

Götay: Boncuk gözlüm sen böyle her şeyi sorgulayacak mısın?

Kevin: Evet.

Götay: Boş ver onu da in hadi aşağı.

Kevin: Off tamam bekle, geliyorum.

Götay: Senin o of diyen ağzını..

Kevin: ???

Götay: Seveyim diyecektim boncuk gözlüm, ne kızıyorsun.

Kevin: İyi bekle geliyorum.

Götay: Tamam boncuk gözlüm.

Görüldü

Rastgele dolaptan bir  hırka alıp dışarı çıktım. Niye gelmişti ki buraya? Ben ona bağlanmaktan korkarken o hiç korkmuyor muydu? Sonuçta ben birkaç gün sonra İngiltereye gidecektim ve ayrılacaktık bir daha hiç görüşmemek üzere. 

Ondan olabildiğince uzak durup ona bağlanmamak istiyordum. Ama ne oluyorsa sürekli onun yanındaydım. Benim yanımdaydı..

Onun yanından ayrıldıktan sonra yüzümde hep bir gülümseme oluyordu. Ufak temasları, o gülümsemesi bile beni heyecanlandırıyordu..

Otelden çıkıp etrafa gözlerimi gezdirdim. Bir arabaya yaslanmış şekilde gülümseyerek bana bakıyordu. Yanına ilerleyerek tam önünde durdum.

''Neden geldi sen buraya?'' dedim direkt. 

''İnsan önce bir merhaba der ya da merhaba öpücüğü verir boncuk gözlüm. Sorgu memurları bile senin gibi direkt konuya girmiyordur.'' dedi yine hızlı ve uzun konuşurken. Evet dediklerini anlayabilecek ve  hızını yetişebilecek kadar iyi değildi türkçem.

''Anlamiyor ben seni anlamiyor. Çok hizli ve anlayabilemeyeceğim şekilde konuşuyor sen.'' dedim kaşlarımı çatarken.

Gülümseyerek işaret parmağını çatık kaşlarımın ortasına götürerek düzeltti. ''Bir gün seni yemekten korkuyorum boncuk gözlüm.'' dedi iç çekerek. 

Abow sapık bu herhalde. 

''Sen ne diyor yine.''

''Boş ver.'' dedi gözleri üstümde gezinmeden önce. Aow bu gerçekten sapık arkadaşlar. ''Sen ne bakiyor benim bacaklara sapık gibi.'' dedim bağırarak. Etraftaki bazı insanların bakışları bize dönmüştü bağırmamla. 

Röntgenci bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin