Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız...
Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bir anda hiç bilmediği bir yerde bulursa...
Ve bu bilmediği yerden, evine dönecek hiçbir yolu olmasa...
Herkese merhabalar! Uzun zaman sonra yeni bölümle karşınızda olmak mükemmel bir his.
Buraya bölüm atmayı inanılmaz özlemişim. Ama bu ayrılığın sebebi de Karanlığın Şehri'nin kitap düzenlemeleriydi, nihayet kitap düzenlemesi, editlenmesi bitti. Şu an basıma hazırlanıyor. Muhtemelen Mart başında ön siparişe açılmış olur. Öyle olmasını umuyorum <3
Kapağı da en kısa zamanda paylaşacağım, paylaşmadan birkaç gün önce Instagram'da bir geri sayım açacağım. Bir de kitaptan kesit paylaşacağım.
Gelişmelerden haberdar olmanız için Instagram hesabım: suleavlamaz
Takip edebilirsiniz. <3
Aksiyonlu bir bölüm oldu. Her duygu var içinde, bol bol yorum bekliyorum. Paragraf yorumlarınızı çok özledim.
Bizi sessiz bırakmayın.
Sizi seviyorum, keyifli okumalar, siyah kalp.
Bölüm müziği multimedyada mevcuttur.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm Altmış İki - Piyonlar ve Şahlar
Kitapla ilgili bilgi almak adına Cadı ve Caris Sarayındaki azılı suçluların bulunduğu zindanda kalan, gözleri oyulmuş Thauk Orgelmir adındaki devle görüşmeye gitmek için her şey hazırdı.
Kılığına girmiş olduğum Deren Torasov isimli kadının, Cadı ve Caris Sarayının en büyük veliahdı Yekta Şeyhanlı'nın yeni doğmuş bebeğine ithafen düzenlenen balo için seçtiği elbise, gardırobunun en özel yerinde asılıydı. Zümrüt yeşili kalın saten kumaşla dikilmişti, içinde astarı yoktu ancak oldukça kaliteli duruyordu. Straplez yakalıydı, kadının göğüsleri benimkilere nazaran oldukça iriydi ve bu nedenle dekoltesinden taşıyordu. Bu, hoşuma giden bir görüntü değildi çünkü bedenin içindeki ruh her ne kadar ben olsam da Alaz'ın dıştan gördüğü şey Deren'di. Ve göğüsleri. Kesinlikle.
Elbisenin tek kolu çıplakken diğer kolu uzundu ve mücevher işlemelerle koltuk altına kıstırılmıştı. Gövdesi bel kıvrımıma kadar sıkıca sarılmıştı, kumaşın sağ tarafı büzgülüydü ve sağ bacağımın alt kısımlarına doğru siyah kristaller işlenmişti. Kadın dekolteyi bir hayli seviyor olmalıydı ki sol bacağımın bir tık üstünden, neredeyse belden başlayan büyük yırtmacı vardı ve bu yırtmaç sol bacağımı -yani Deren'in sol bacağını- tamamen açıkta bırakıyordu. Takı kutusundan iki siyah inci küpeyi kulaklarıma takıp saçımı Arzen'den kapmış olduğum birkaç taktikle kusursuz görünen bir topuzla şekillendirmiştim. Kadının tarzına uygun olarak mat kırmızı rujla dudaklarımı renklendirmiş, dumanlı bir göz makyajı yapmıştım. Anladığım kadarıyla Deren her şeyde abartıyı seviyordu.
