Gerçek Aile

44 46 1
                                    

Uyanır uyanmaz yatağımın üzerindeki kalorifer borusuna 2 defa tıklattım. Birkaç saniye sonra beklediğim ses geldi. Bu benim ailemle aramızdaki iletişim metodumuzdu. Borulardan gelen sesi duyunca derin bir nefes aldım, bu ses beni o kadar çok mutlu ediyordu ki anlatamam. Bir iki dakika geçmeden o benim dünyalar tatlısı annem kapıyı açarak odama geldi. Her zamanki güler yüzü ile "günaydın benim büyük yazarım" diyerek yanıma oturdu. "Bugün nasılsın rahat uyudun mu?" diye sorarken bir yandan da yüzümü okşuyordu. Ufacık bir çocuk sanmayın sakın, tam 21 yaşındayım ama hala annemin gözünde ufacık bir çocuğum. Ben bildim bileli annem beni sabahları bu şekilde karşılar. Ardından yatağımı toplar, sonra da o sabahları benim için hazırladığı mükemmel sofrasında beraberce kahvaltımızı yaparız. Ona hayranlığım hiçbir zaman azalmadı çünkü o benim her şeyimdi. Her şeyim derken gerçekten de öyle.

1999 da ki büyük deprem de sol kolumu kaybetmiş ve ayaklarımı da kullanamaz olmuştum. "Babam yine erken çıkmış herhalde" dedim. "Evet" diye cevap verdi benim güzel annem, "biliyorsun büyük güne az kaldı. O yüzden artık çok daha fazla çalışması gerekiyor." Babam sabahları erkenden çıkıyor mesaisine başlıyor, daha sonra da mesaisi biter bitmez gece yarılarına kadar bulduğu ek işleri yapıyordu. "Anne neden birkaç sene daha beklemiyoruz ki, böyle kendini çok yıpratıyor ve ben buna çok üzülüyorum" dedim. Ama o muhteşem kadın, "olur mu hiç öyle şey" dedi. "Sen bir an evvel iyileşeceksin ve yürüyeceksin, o zaman hepimiz daha mutlu olacağız" dedi. Evet, annemin büyük gün dediği benim ameliyat günümdü. Babamın uzun araştırmaları sonucu, benim bacaklarımı kullanabilmem için gerekli ameliyatı yapacak doktoru bulmuştu. Doktorla anlaşmış ve beni ameliyat ettireceklerdi. Ancak bu ameliyat için istenilen para bizim için çok büyük olduğundan babam yaklaşık üç senedir aynı şekilde çalışmaya devam ediyordu. Hatta bazen eve bile gelmediği oluyordu. Annemle sürekli birlikteliğimizden olsa gerek ona "benim meleğim" diyordum ama babam da benim idolümdü. O muhteşem yürekli bir insandı. Ne anneme nede bana hayatımız boyunca hiçbir eksiği hissettirmemeye çalışıyordu. Ben o kadar şanslı birisiydim ki Rabbim bana böyle bir aile vermişti. Biliyorum tek kolum yoktu, bacaklarımı kullanamıyordum ama bunun yerine Rabbim bana 4 tane fazladan kol ve 4 tane fazladan bacak vermişti. Ayrıca beni seven ve hiçbir zaman eksikliklerimi hissettirmeyen 2 de kalp vardı. Bu fazladan kollarım ve bacaklarım Annem ve Babamdı. Bazen ameliyat olacağım düşüncesi beni korkutuyordu. "Eğer iyi olursam ailemin tutumu ve bana karşı davranışları değişir mi?" diye. Ama düşünceli ailem her zaman benim ne hissettiğimi bilir ve beni en iyi şekilde teskin ederlerdi. Ameliyatım İstanbul'daki özel bir hastanede yapılacaktı ve yaklaşık bir ay kalmıştı. Bu yüzden bu büyük şehirdeki halamın yanına gidecektik, hafta sonu. Orada ameliyatı bekleyecektik. Halamı çok severdim, oda çok neşeli bir insandı. Bu kadar erken gitmemizin sebebi olarak benim onunla daha çok vakit geçirmem diyorlardı. Babam bizi götürdü ve işleri dolayısıyla geri döndü. Ameliyat günü gelecek ve evimize hep beraber mutlu bir şekilde yürüyerek geri dönecektik.

Büyük gün geldi ve ameliyatım gerçekten başarılı olmuştu. Yaklaşık bir aylık bir fizik tedavi ile de artık yürüyebiliyordum. O kadar mutluydum ki bir an evvel evimize yürüyerek gitmek ve o güzel evimize kendi ayaklarımın üzerine basarak girmek istiyordum. Ancak geri döndüğümüzde büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım. Çünkü babam ameliyat için gerekli parayı tamamlayamamış ve evimizi satmak zorunda kalmıştı. Meğer o bir ay erken gitmemizin sebebi aslında o sırada evimizi satmak ve yeni bir yer bulabilmekmiş. Üzülmemem için bunu benden saklamışlardı. Artık köhne bir evde, hem de kiracı olarak yaşayacaktık. Bütün bunlar benim yüzümden olmuştu. Ama onlar buna sanki hiç üzülmemiş gibi davranıyorlardı. Onların bu büyük fedakârlıkları beni çok etkilemişti. Bana olan sevgilerinden dolayı artık yürüyebilmemin mutluluğunu yaşıyorlardı ve bana da bu büyük sıkıntıyı belli ettirmemeye çalışıyorlardı.

Mükemmel HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin