"Vicdan"

53 49 1
                                    

Kendi kendine söylenmeden edemedi. Öncekinden kötü olacağını bilerek, daha doğrusu hissederek de olsa yeni şeyler deneme merakı onu bu sabahki kahvaltısından etmişti. Daha iyisini istemek hep kötü sonuçlanmak zorunda mı dedi kendi kendine. Aslında bir yandan da önceki gün yediği poğaçanın o kadar da kötü olmadığını biliyordu. Üstelik fiyatı da bugün yediğinden daha ucuzdu. Evden erken çıkmasına rağmen durağa her zamanki saatte geldi. Hikaye okumak..

Durakta pazar arabasıyla bekleyen kadından başka kimse yoktu. Kadın bankın tam ortasına oturmuş, boynu eğik telefonda bir şeyler kurcalıyordu. Bank boş olsa bile oturmayacak olmasına rağmen kadının yerinden hiç kıpırdamayışı onu sinirlendirdi. Durağa bir otobüs yaklaşırken kadın bir saniyeliğine kafasını kaldırdı. Sonra kaşları çatık bir şekilde telefona bakmaya devam etti. Duraktan inen iki genç uzaklaşmaya devam ederken o kendi kendine söylenip kadına olan öfkesini büyütüyordu. "Ben de burdayım." der gibi reklam panosuna yaslanıp kendini kadına göstermeye, onu rahatsız etmeye, en azından huzursuz hissettirmeye çalışıyordu. Kadın istifini bozmuyor, işaret parmağıyla ekranı kaydırmaya devam ediyordu. Birkaç kere gerçeğinden farksız sesli şekilde öksürdü kendini belli etmek için. Ama nafile... Hikaye okuma

Çok zaman geçmeden turuncu otobüslerden biri yaklaştı. Kadın kafasını kaldırıp aceleci bir tavırla toparlandı. Pazar arabasını kaldırımdan indirirken dönüp "Rica etsem şunu bir kaldırıversen de yukarı koysak?" dedi. Tam o anda gözüne bir şey ilişti. Kadın bankta 20 lirasını düşürmüştü. Kafasından yardım etmeme gibi bir şansı olsa yani öyle bir nezaketsizlik yapabilecek kadar kaba olsa daha iyi hissedip hissetmeyeceğini düşündü. Bir yandan da gördüğü 20 lirayı söyleyip söylememe konusunda kararsızken kadının arabasını taşımasında yardımcı oluyordu. Kadın otobüsün merdivenlerinden çıkıp şoförden gecikme için özür dilerken arabayı yukarı koymuştu bile. Söylemek için artık geç miydi? Tam bunu düşünürken kalktı otobüs. "Teşekkür ederim yavrum, Allah zihin açıklığı versin.". Durağa gidip banka oturdu ve yerdeki parayı alıp cebine koydu. İçinde azıcık dahi olsa pişmanlık hissi uyanmadı. Aksine keyiflendi ve kötü başlayan gününün iyiye doğru gittiğini düşünerek yüzüne bir gülümseme bile kondurdu. Yaptığı ayıp mıydı? Kadın kendisine kibarca konuşmuş hatta yaptığı iyiliğin karşılığı olarak güzel bir dilekte bile bulunmuştu. Hiç de bile! "Geç otur, ayakta kalma." diyemeyecek kadar kaba ve düşüncesiz, ayağa kalkıp yardım isterken "senin burda olduğunun da farkındaydım." hissiyatı yaratacak kadar akılsızdı.


Onur Kaplan

Mükemmel HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin