Ayna

43 47 5
                                    

19'una girmek üzereydi ve yine yalnızlık


marşıyla birlikte ayna karşısında kendini izliyor,


kendi kendine konuşuyordu. Konuşacak kimsesi


olmadığına göre başvuracağı en iyi yöntem bu


olmalıydı. Ve içinden bir ses ona şöyle dedi."İyi


bak şu aynaya! Çünkü 25 yıl sonra ayna


karşısında geçirdiğin zamanları özleyeceksin.


"Evet doğruydu... Önünde 25 yıl varsa şayet


özleyecekti o masum ve gizemli yüzüne bakmayı


saçlarını modelden modele sokup, makyaj


yapmayı ve hiç sevmediği "sivilce" sıkma


işlemini. Belki de o çok sevdiği aynalara düşman


olacaktı.



Hayatta tutunacak bir dalı olmayacaktı.


Kendisi için belki de hayatın en zor günlerini


yaşıyordu. Uzun uzun düşünmekten, ayrıntılara


takılmaktan canı sıkıldı. Onun için bu durumlar


çok büyük olaylar yaratıyordu.



Hüzünlendi birden... Ne güzel ayna


karşısında yalnızlığını gideriyordu ve şimdi yine o


yalnızlık çukurunun içine düşmüştü işte. Yine


başa sarmıştı hayat onu.


Hiç istememişti büyük şehre gelmeyi. Monoton, şirin ve sıcak yerlerin kızıydı O.


Ama kazanmıştı bir kez üniversite sınavını. Sevinsin mi, üzülsün mü hiç bilemedi. Çünkü


o muhteşem kimi zamansa dehşet olan lise arkadaşlarını bırakmayı hiç istemiyordu. Ne


yazık ki olan olmuş ve gelmişti, işte çoğu kişinin hayalini süsleyen İstanbul'a. Onun için


İstanbul görkemli yüzümün ardından yalnızlar şehriydi ve onu da içine almıştı. Artık


dışarıdaki soğuk hava bile onu ürkütüyordu. Geride öylece bırakıvermişti, lise yıllarını;


bırakmak zorundaydı...


Gelmeden önce düşünmüştü çoğu kez yeni bir hayata başlayacağını. Yeni kapılar


açılacak, muhteşem dostluklar başlayacaktı beklide. "Yepyeni arkadaşlıklar sıkı


dostluklar" demişti kendi kendine. Evet, alışacak ve hayatın tadını çıkaracaktı. Nerede o


hayalindeki rüya kent İstanbul, nerede o yalnızlıktan bunaldığı sıkıcı şehir. Onun için


hayat artık kaçınılmaz bir uçurumdu. Ve elinden tutabilecek tek kişi dostlarıydı. Fakat ne


canım arkadaşları nede yalnızlıktan sıkıldığında kaçabilecek sessiz bir yeri vardı.


O artık dostlarını yalnızca hayallerinde görebiliyordu. Yatağına uzandı ve


arkadaşlarını görebilmek için uykuya daldı; rüyasında iki dağ vardı birinde arkadaşları


diğerinde ise kendi vardı, tam arkadaşlarına koşarken iki dağ arasındaki köprü birden


yıkıldı. Derken arkadaşlarıyla arasında olan bağ ansızın kopuverdi. Bu bağ yalnızca iki

Mükemmel HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin