❉ Yabani| Bölüm 30 ❉

62.3K 2.3K 365
                                    

Arkadaşlar diyorsunuz ki; ya hemen bunlar sevgili olsunlar, hikaye çok yavaş ilerliyor falan ama şunu unutmayın, birincisi bu hikaye oldu bittiye getirilecek, hemen aşık olunacak bir kurgu değil, ikincisi ise o kadar alışmışsınız ki ilk bölümlerden barzoların, sen ya benimsin ya kara toprağın edebiyatına, bu cânım kurgu size çok yavaş geliyor.

Herkesin fikrine inanılmaz saygı duyuyorum, beğenmeyenler de olacak ki bu normal, her kurgu birilerine hitap etmeyebilir illaki ama sorun şu ki kurgu yavaş falan değil, gerçekçi ilerlemesi, inandırıcı olabilmesi için öyle.

Bölüm Şarkısı : Gazapizm - Yeraltı edebiyatı

Zifiri karanlığın ardından gözlerim nesnelerin ne olduğunu anlamakla ilgili mücadelesini bitirirken burnumu yavaşça sildim. Mezarlığın kapısına geldiğimizde arabanın frenini çekti Karan.

Saçlarımdaki tülbenti düzeltip arabadan indim.

Karan ise arkamdan benimle geldi.

"Sen lütfen gelme!" Adımlarını geriletip kalçasını arabanın ön kaputuna dayadı.

Yavaşça içeriye girdim. Elimde ise telefonumun cılız feneri vardı.

Dudaklarımda buruk bir tebessüm emaresi vardı. Ama saniyelerce bile kalmamıştı dudağımda.

O günkü gibi yine içimde büyük bir çaresizlik tohumu filizlenmişti. Ama bu seferki daha katlanılamazdı. Mezarların arasındaki boşluğa girdiğimde ikisinin de toprağına dokundum.

O an içimdeki sancının biraz olsun hafiflediğini hissettim.

Ama bu da kısa sürmüştü. İçimdeki öfke ağır basıyordu.

"Ben geldim anne, baba...Yine.. "

Dudaklarımda buruk bir tebessüm oluştu. Elimi annemin toprağında gezdirdim.

"Bundan sonra gelmeyeceğim çünkü anne buraya. Sen de duy baba, doğduğun bu şehire bir daha ayak basmayacağım. Andım olsun ki gelmeyeceğim. Bu şehir sadece ruhumu parçalayan insanlarla dolu artık. Gelmeyeceğim, sizin için bile. Çünkü ne zaman bu şehre gelsem paramparça oluyorum. Dün ne oldu biliyor musun?"

Boğazım yine acıyla düğüm düğüm olmuştu.

"Anlatmayacağım, zaten beni sürekli izlediğinizi biliyorum."

Gözyaşlarım akarken kolumla sildim.

"Ben güçlüyüm baba, daha da güçlü olacağım. O bana verilen şansı asla yok etmeyeceğim. Ayaklarımın üzerinde durup o aptal insanlara göstereceğim. Kırılmayacağım artık baba. Zaten paramparça olan bir şeyi kıramazsın bu da benim en büyük gücüm işte. Kıracaklarını düşüncekler insanlar ama geçmişteki kırıklarım tekrar kırılmamamı sağlayacak."

Yumruklarımı sıktım. Birileri tarafından koyun gibi çekilmeyecektim artık oradan oraya.

Gözyaşlarımı yüzümden savuşturdum. Evdeyken sakinleşen bedenim şimdi yine hıçkırıklar içerisindeydi.

Alnımı mermere dayayıp titrek bedenimle bir yere tutundum.

Hala hıçkırıklarla sarsılıyordum. O gün olduğu gibi olmuştu.

YABANİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin