Gerçek Düşman

90 74 3
                                    

Emre Polat (Kısa Öykü)

“Hissettiğin duyguları sırasıyla söyle bana,” diye emretti sorumlu doktor.

“Mutluluk, korku, metal,” oldu deneğin cevabı.

Doktorun kaşları yay gibi gerilerek saçları ile arasındaki mesafenin kısalmasına yol açtı. Takındığı tavrı bozmamaya çalışsa da alnında beliren nemli görünüm zorlandığını belli ediyordu. Bu sefer tam teçhizatlı gözlem aygıtına başka bir disk soktu.  “Şimdi tekrarla.”

“Acı, özlem, metal.”

Doktor, deneyi camekânın ardından takip eden meslektaşına dönerek başını iki yana salladı. Olumsuz işareti görür görmez yüzü endişeyle kasıldı diğer doktorun. Yayılım başlamıştı en sonunda. Olmaz denilen olmuş, milyonda birlik ihtimallerden biri yirmi ikinci yüzyılda gerçekleşmişti.

Her şey, her zaman olduğu gibi dünya topraklarında, hem de insanın dünyaya ilk ayak basışıyla birlikte başlamış; zamanla önlenemez bir sorun hâline gelmişti. Şaşırtıcıdır ve nadirdir ki, sonraları büyük felakete yol açacak sorun için tam bir yüzyıl kadar öncesinden erken teşhis konulabilmişti. Teşhisi ilk koyan uzman grubu her ne kadar sorunun vahametini anlatmak için elinden geleni yapmış olsa da, yirmi birinci yüzyıl medyası konuyla ilgilenmekten çok uzaktı. Bir televizyon kanalı -o dönemlerde hâlâ televizyon izleniyordu- haber bülteninde konuyu otuz saniyeliğine haber yapmış; birkaç gazete de üçüncü sayfalarında kan donduran cinayetlerin hemen altında yer vermişti. Yarım yüzyıl kadar sonra, insanların kan tahlillerinde normal düzeyin hemen üzerinde seyreden ya da daha önce hiç görülmeyen metaller belirmeye başladı. Durum çeşitli ülkelerin sağlık bakanlıklarınca fark edildiğinde konuya olan ilgi arttı ve tabiatın ana gerekliliklerinden olan cepheleşme hemen sağlandı. Kimi uzmanlar her şey için çok geç olduğunu söyledi. Başka bir grup uzmansa, her şey için her zaman geç olduğunun söylendiğini, ama her zaman bir çözüm bulunduğunu, bu sebeple telaşa mahal verilmemesi gerektiğini belirtti. Ana cephedekilerin cevabı kitle hâlinde göz devirmek olsa da, üşendiklerinden konunun üzerine gitmediler. Böylelikle konunun üzeri kapanmış, daha mühim konulardan olan robotların geleceğimizi nasıl etkileyeceğine dönülmüştü derhal.

Akıllı et yığınları, tehlikeyi her zaman için akıllı metal yığınlarından bekledi. Yıllar boyu en popüler konulardan biriydi tüm dünya medyası için. Akıllı metal yığınları -sözüm ona robotlar- önlenemez zekâları sayesinde bir araya gelip tüm akıllı et yığınlarını -sözüm ona insanları- yok edeceklerdi. Bu konudan bahsetmesi o kadar keyifliydi ki, yirmi birinci yüzyılın ortalarına gelindiğinde anaokulundan itibaren eğitim kurumlarında zorunlu ders olarak okutulmaya başlandı. Böylelikle dedeler robotlara küfrederken torunları da eşlik edebiliyordu.

Robotlara karşı her geçen gün artan hiddete rağmen, sanayinin hemen hemen tamamı robotların eline geçmişti bile. Bir fabrikaya insan işçi alındığında robotlar şaşırıyor -evet artık şaşırabiliyorlardı da- hatta insan işçiyi dışladıkları bile görülüyordu. Sanılanın aksine, robotlar insanların işlerini ellerinden almamıştı, insanlar gönüllü olarak işlerini teslim etmişlerdi robotlara. Çünkü tüm dünya hükümetlerinin imzaladığı ortak bir anlaşmaya istinaden, robotlar çalışacak, bu sebepten ötürü çalışamayan insanlar ise maaşlarını almaya devam edecekti. Engellenemez olan oldu ve zaten fırsat kollayan insanlar, evrendeki en tembel canlılar haline geldi. Gün boyu yatağından çıkmak istemeyenler olduğu gibi, kendini doğa sporlarına adayanlar da vardı. Yani beklendiği üzere herkes şişmanlamadı, sağlığını korumaya çalışanlar da türedi; hatta sayıları azımsanmayacak kadar fazlaydı. Ancak asıl sıkıntı zihnin tembelleşmesi ile başlamıştı. Günlük hayata, ev yaşantısına ya da özel hayata dair her şeyin içinde robotlar vardı. Yanlış anlaşılmasın, insanlar hâlâ insanlarla flört ediyordu. Elbette robotlar ile romantik ilişki deneyen insanlar da olmuştu, ancak robotlar yüz vermedi. Yüz vermemeye programlandıklarından ötürü değil, insana olan saygılarını yavaştan kaybetmeye başladıkları için.

Mükemmel HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin