Bedenini öne doğru büktü ve koyu kahvelerini kısarak dudaklarını büyük bir yavaşlıkla alnıma dokundurdu. Tam da o anda midemin aniden kasıldığını hissettim. "Eğer benden istediğin gerçekten buysa, abin olurum." Sarfettiği sözler ile kulaklarımda bir...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
(Yayımlanma Tarihi: 29.09.2022) •••
|Gökmen Kurt|
Yaklaşık yarım saat içinde koluna atılan birkaç dikişin ardından tekrar karargaha dönmüş ve Albayın emri üzerine hazırlanarak Vera Hanım için özel operasyona için hazırlığa başlamışlardı. Kolunun durumundan dolayı Ömer gibi dışarıda kalmak üzere iken Burcu olaya el atmış ve göreve çıkabileceğine dair eşinden yazılı bir onay vermesini rica etmişti.
Belli etmemeye çalışarak ağrıyan kolunu rahat bir pozisyona getirip sabitlemeye çalışırken sağ çaprazında duran Onur'a dönerek, "Her ihtimale karşı telsizleri kontrol edelim. Geçen seferki gibi bir sıkıntı ile karşılaşmayalım." diye seslendi. "Emredersiniz komutanım!"
Yaralı omzu ile kendilerinin içine sızmaya çalışan Ömer'i fark ettiği anda gözleri ağırca kısılırken, "Çakı. Sen gelmiyorsun aslanım." diyerek elini Ömer'in sağlam omzuna atıp hafifçe sıkarak bir abi edasıyla göz kırptı. "Gidip dinlen, çabuk toparlaman bizim için en büyük yardım."
Elinin altındaki sağlam omzun huysuz bir homurtuyla geriye çekilişini izledi. "Abi! Ne demek gelmiyorsun? Kolumu kullanabiliyorum, ayrıca ben gayet iyiyim. Geliyorum."
Kaşlarını çatarken sesini fazla yükseltmemek adına ona biraz daha yaklaşarak başının iki elinin arasına aldı ve kafalarını birbirine yaslayarak daha kısık bir sesle, "Ameliyattan çıkalı henüz 24 saat bile dolmadı abim. Biliyorum, burada öylece durmak istemiyorsun ama hepimiz için en doğrusu burada kalman." dedi.
Kabul etmeyeceğini belirten birkaç mimik iki başını iki yana sallayan Ömer'in, "Abi, sen de yaralısın ama sen gidiyorsun. Ben de geleceğim!" nidaları kulaklarına dolduğunda bu sefer diğerlerine oranla daha sert bir sesle, "Gelmiyorsun dediysem gelmiyorsun, Çakı." diye bağırdı.
Birkaç postal sesinin ardından Arhan Yüzbaşı sakin adımlarla depodan içeriye girdiğinde, "Gelemeyeceğini bir de benden duymak ister misin Teğmen." diyerek kimse ile göz teması kurmadan hızlıca ekipmanlarının bulunduğu dolabı araladı.
Ömer'in kendisinde olan ısrarcı bakışlarının birkaç saniyeliğine Arhan Yüzbaşına döndüğünü hissettiğinde gözlerini ağırca yumdu. Pes etmeyecekti. "Kendimi iyi hissediyorum komutanım."
Yumduğu gözlerini aralayıp bakışları önündeki teçhizatlardan ayırarak birkaç saniyeliğine Arhan Yüzbaşına çevirdiğinde, "Ne mutlu sana o halde." diyerek gülümseyen ifadesi ile karşılaşmış ve sert bir nefesle tekrar önüne dönmüştü. "Çok daha iyi hissetmek için dinlenmen gerekiyor. Bu operasyonda olmayacaksın, Çakı."