TANITIM

270K 9.1K 5.9K
                                    

Selam sevgili arkadaşlar. Öncelikle hoş geldiniz. Kitabımızla ilgili kısa bir açıklama yapma gereği duydum. Bunun sebebi tanıtımı okuduktan sonra kafası karışan insanlar... Arkadaşlar, tanıtımda okuyacağınız olay geçmişte yaşanıyor. Baş karakterinizin geçmişte başına gelen bir olayla başlıyor kitap. Birinci bölümden itibaren ise, kızımızın o olay yaşandıktan sonraki yaşadıklarını ve hayatını nasıl düzene koyduğunu okuyacaksınız.

Geçmişte yaşadığı olaylardan oluşan  travmaya bağlı bir hastalığı var. Bu hastalık belki de hayatınızda hiç duymadığınız, son derece ilginç ve tehlikeli bir hastalık. Hayal ürünü olmayan, gerçekte de var olan bir hastalık Dissosiyatif Füg. Evet, kitabımızın ismi de buradan geliyor. 😉

Dissosiyatif Füg hastası olan baş karakter kızımızın karşısına çıkan psikoloji uzmanı ve beraberinde gelişen olaylar... Kitabımızın temeli dram olsa da, son derece eğlenceli bir kitap olduğu için kahkahalara hazır olun. Ve küçük bir uyarı; kitabı gece geç saatlerde okumamanızı tavsiye ederim. (bunu yorumlardan edindiğim izlenimden dolayı özellikle belirtmek istedim.)

Ve küçük bir ricam var sizden. Lütfen en az beş ya da altı bölüm okumadan kitabı bırakıp gitmeyin çünkü asıl olaylar ilerleyen bölümlerde başlıyor. Keyifle okuyun. 🤍



Kasıklarında hissettiği dayanılmaz ağrı ile hafifçe gözlerini araladı. Ağaçların arasından sızan güneş, gözlerini açmasına engel oluyordu. Sağ elini kaldırıp gölge yaptı ve gözleriyle etrafı taramaya başladı. Neresiydi burası?

Elini indirip yerden destek aldı kalkmak için. Canı çok yanıyordu, kasıklarındaki ağrıya da bir anlam veremedi. Zorlanarak da olsa oturur pozisyona geldiğinde kasıklarındaki ağrı daha da şiddetlendi. Oturduğu yerden bir süre etrafı taramaya devam etti gözleriyle; bir ormandaydı, sadece ağaçlar ve kuş seslerinin olduğu ıssız bir orman!

Peki buraya nasıl gelmişti, ya da kim getirmişti onu?

Zihnini zorladı hatırlamak için ancak hiçbir şey hatırlamıyordu. Ayağa kalkmak için bir hamle yaptığı sırada bir inilti firar etti dudaklarından. Bu ağrı dayanılacak gibi değildi.

Kendini zorladı ve kalkmayı başardı. Bu sırada gözü yerde duran beyaz sırt çantasına kaydı. Bir adım attı çantayı almak için ancak tam bu sırada kasıklarından aşağıya doğru sızan ılık sıvıyla bir anda aşağıya çevirdi bakışlarını. İki eliyle eteğini kaldırdı ve dehşete kapılarak acı dolu bir iç çekti; kan!

Bileklerine kadar uzanan, beyaz brode elbisesi kan ve çamurla bezenmişti. Elleri hâlâ eteğini tutuyor, korku dolu gözlerle bacaklarından akan kan'a bakıyordu.

Ellerini eteğinden çekti ve az önce yattığı yerin az ilerisinde duran sırt çantasına çevirdi bakışlarını. Yerde duran çantaya uzandı. İçinde bir telefon olmalıydı ve gördüğü ilk numarayı arayıp yardım istemeliydi.

Çantanın fermuarını hızla açıp içindekileri yere dökerken elleri titriyordu. Çantanın içinden dökülen bir kaç makyaj malzemesi, ayna, siyah saate benzeyen garip bir bileklik ve bir telefon vardı.

Tekrar yere çöktü. Çantanın içinden dökülen eşyaları elinin tersiyle itip, seri bir hareketle telefonu aldı. Telefonun ekranı kırıktı ama yine de çalışıyor olmalıydı. Bacaklarını bükerek yerde rahat bir pozisyon aldı.

FÜGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin