33. Son Defa...

17.3K 1K 685
                                    

Merhaba arkadaşlar. Zümra'ya başladığıma bu kadar uzun bir yolculuğa çıkacağımızı tahmin edememiştim. Güzel kalpli kişilerle tanışıp, arkadaş edineceğimi bilmiyordum. Kitaba başladığım güne iyi ki diyorum. İyi ki bu kitabı yazmışım ve sizinle yolculuğa çıkmışım.

Kitabımın ilk arasını veriyorum. Ara vermemin nedeni, yazın çok yoğun olmam ve sizi pek bekletmek istememem. Ne zaman yayınlayacağımı bu akşam İnstagram da açacağım canlı yayında size söylerim.

Zümra_official_ hesabından açacağım.

Bu bölüm sınır koymayacağım. Ama yine de bu bölümün şerefine bol bol güzel yorumlarınızı bekliyor olacağım.

Keyifli okumalar

"Abi, Zümra kaçtı." Dediğinde, gözlerim kocaman açılarak ayağa kalktım. "Nasıl kaçtı? Ne zaman oldu? Yiğit, gözlerini üstünden ayırma demiştim!" diye öfkeyle bağırıp odadan çıktım.

"Abi, gece senden sonra kafama vurup kaçtı. Kendime geldiğimde çoktan gitmişti."

"Lan ne demek kafana vurup kaçtı?! Onca adam ne yapıyordu kapıda?!" Öfkeden nasıl hareket edeceğimi bilmeden, dışarıya çıkarak etrafıma bakındım.

"Yağız! Arabam nerede!" diye öfkeyle bağırdım.

"Kapat Yiğit! Kapat! Dua et başına bir şey gelmemiş olsun!" telefonu sinirle yüzüne kapatıp, Yağız'ın getirdiği arabaya binerek eve doğru ilerledim.

Zümra'nın kaçacağını biliyordum ama bu kadar çabuk kaçacağını tahmin etmemiştim. İnadı tuttuğunda gözü hiçbir şey göremeyecek kadar kör oluyordu.

Dün yeşil gözlerindeki, kara bulutları gördüğüm an, gerçekten ne olursa olsun kaçacağını anlamıştım.

Kahretsin ki bunu bile bile onu yalnız bırakmıştım!

Umarım geç olmadan onu bulabilirdim.

Onu kaybetmek istemiyordum.

Daha önce nereye gittiğini bildiğim için bu kadar öfkelenmemiştim ama şimdi oldukça öfkeli ve çaresiz hissediyordum.

Zümra'nın nereye gideceğini bilmiyordum. Aklıma gelen şeyle, Engin'i arayıp Zümra'nın Kıbrıs'tan çıkmış mı diye araştırmasını istedim.

İsmini bir an karıştırıp, Zümra Korhan diyecekken son anda Elif Arslan demiştim.

Araba bahçeye girdiği an, bakışlarım karşıda beni bekleyen Yiğit ve Arif'e kaydı. Arabayı durdurup, hızla inerek Yiğit'e doğru ilerledim.

"Nasıl kaçtı?" diye sordum, sakin kalmaya çalışarak. Önce sakin olup her şeyi öğrenmem gerekiyordu.

Sağ göz altı morarmıştı. Sanırım kafasından darbe aldıktan sonra olmuştu. "Bilmiyorum. Senden sonra aşağıya indiğinde, kapıda karşılaştık. Vazoyu kafama vurarak evden ayrıldı. Yarı uyanıktım." Dediğinde, sıkıntıyla saçlarımı karıştırdım.

"Korumalar ne yapıyordu?" diye sordum, Arif'e.

"Efendim, bir sorun yok diye dinlenmeleri için kulübeye göndermiştim. Evin arkasından sesler işitince ben de oraya doğru gitmiştim. Geldiğimde Yiğit Bey'i baygın gördüm." Sabır çekerek etrafıma bakındım.

ZümraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin