Bölüm 20; Güven

618 106 137
                                    

Huhuuuu yine ben geldim. Sınırları geçmeseniz bile asla benden kurtulamazsınız dlbdkdjdj. Bu bölümden sonra bir tane daha taslağım var daha sonra 1 haftalık ara verdiğim için yazmaya geri döneceğim ehehe

+50 oy sınırı ve +100 yorum sınırı. Bu sınırı geçin lütfen 🥺

İyi okumalar~
🗡

Elimden aniden çekilen kalın kitapla birlikte kaskatı kesilen bedenimle karşımdaki duvara dümdüz bakışlarla bakmaya devam ederken Jungkook birkaç saniye sonunda sert sesiyle konuşmuştu. Büyük ihtimalle kitabın içini incelemişti.

"Bu kanıtı inceleyip bana geri gönderin. Ellerini çabuk tutsunlar." dedikten sonra kanıtı Ha Na'ya uzatmış ve Ha Na kanıtı elinden alıp uzaklaşırken yalandan öksürüp derince yutkunmuştum.

Güçlü kalmam gerekiyordu. Güçlü kalıp kendimi sakinleştirmeliydim ama seri katil neler yaşadığımı biliyordu. Nasıl bilebilirdi? Bu öldürme şeklini öylesine yapmamıştı. Bana geçmişi hatırlatmak için yapmıştı. Ne amaçla? Neden bunu bana yapıyordu?

"Neden?" dedim sessiz bir sesle daha sonra da bakışlarımı Jungkook'a çevirip titrek bir nefes verirken tekrar söylendim. Bu sefer ses tonum eskisinden daha güçlüydü. "Neden yapıyor? Bütün bu olanları nasıl bilebilir?" dediğimde Jungkook destek olmak istercesine elini omzuma koyup mırıldanmıştı.

"Burada olmaz. İnan bana bütün bunları senin kadar bende merak ediyorum ama tam tahmin ettiğim gibi. İçeriden birisi senin hakkındaki bilgileri ona aktarıyor. Sakin kal ve işini yapmaya çalış, belli etmemiz iyi olmaz." diyerek benden uzaklaştığında başımı sallayarak onu onayladım. 

Evet sakin kalmalıydım. Bunu yaparsam zaten kendimi daha iyi hissedeceğimi biliyordum. Gözlerimi kapatarak derin bir nefes verdim, kalbim korkudan hızla atarken kendime gelmeyi istedim. Ben çok şey atlatmıştım bundan korkacak kadar korkak bir insan değildim. Ben başarabilirdim!

"Çocuklar, güzelce etrafı arayın, kanıt bulmaya çalışın ve olay yerine bir ekip bırakın. İhbarı yapan kişiyi merkeze götürüp sorgusuna girin. Biz kamera kayıtlarını alıp gideceğiz. Önemli bir gelişme olursa yarın haber verin, bugün izin günüm başka bir rahatsızlık için aramayın." dediğimde polisler başını sallayıp emrime karşı gelmezken arkamı döndüğüm anda bana sırıtarak bakan bir Jungkook ile karşılaşınca bende istemsizce gülümsedim.

Gururlu bakışları vardı gözlerinde, bu da benim daha güçlü kalmamı sağlıyordu. Bana her zaman böyle baksa sanki hiçbir şeyden korkmayacakmış gibi hissetmekten kendimi alıkoyamadım. Bu duygular içimde başka duyguları da uyandırıyordu sanki.

Kamera kayıtlarını aldıktan sonra arabaya bindiğimizde yine aynı his vardı. Yolda ilerlerken birinin bizi takip ettiği his. Garipti ama hissediyordum işte. O yüzden tam bu nedenle yolda arkamızda kalan arabalara baktım sakin olmaya çalışarak. Birkaç araba arkamızdan ilerlerken aniden Jungkook'a söylendim.

"Sağa dön." dediğimde dediğimi anlamaz bir şekilde kısa bir an bana baktıktan sonra tek kaşını kaldırarak mırıldandı.

"Evin yolu oradan çıkmıyor, düz ilerlemem lazım Jimin." dediğinde biliyorum anlamında başımı salladım ve şüpheyle konuştum.

"Sadece dediğimi yap, güven bana." diyerek cümlemi kısa kestiğimde daha fazla sorgulamadan aniden yolun ayrımına gelip sağa döndü.

Eğer o an Jungkook'a şüphelerimden bahsetseydim benim delirdiğimi düşünebilirdi. Bana her konuda ne kadar güvendiğini dile getirse bile ara sıra delirdiğimi düşünüyordum istemsizce.

Crime Scene - KookMin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin