BÖLÜM 23

19K 614 381
                                    

Uzun bölümler gelmeye başladı. O yüzden bol bol yorumlarını yazmayı unutma, okuyor olacağım. 

Keyifli okumalar, öptüm!

☾ ☾ ☾


"Öp artık," dedim, mızmızlanır gibi.

Yüzünü bana iyice eğerek dudaklarımı kavradığında aklımdan tek geçen şey birbirimize uzak olduğumuzdu. Tüm vücudu üzerimde olsa da yetmemiş gibi sanki derisinin altına girmek istiyor gibiydim.

Burunlarımızı birbirine değdirdikten sonra dudaklarımızda buluşmuştu. Öpüşürken gözümü kapattığımda kulağıma belli belirsiz kahkaha sesi geldiği için ellerimi göğsüne götürdüm. Baran mı kahkaha atıyordu? Onu yavaşça ittiğimde dudaklarını benim dudaklarından çekti. Yüzünü benden uzaklaştırdığında gözlerimi açtım.

"Neden güldün?" dedim, merakla. Beni öperken nasıl kahkaha atabildiğini beynim sorguluyordu. Kaşlarını çatıp kafasını sağa doğru yavaşça eğdi. "Güldüm mü?"

"Evet, güldün." dedim, emin olmasam da sesim kendinden emin çıkıyordu. "Seni öpmekle meşguldüm, gülmedim." Hala dediğime itiraz ettiğinde zaten beni öptüğü için hızla çarpan kalbim artık yerinden çıkacak gibi olmuştu. Benimle resmen dalga geçiyordu!

Görüntüsü bulanıklaşmaya başladığında uyumadan önceki izlediğim manzara tekrar gözlerimin önünde belirmiş sonra yine kararmıştı. Bu sefer kahkahalar kulağıma daha net geliyordu. Karanlıktan kurtulmak ister gibi gözlerim istemsizce açıldığında  gözlerimi kıstım. Siktir!

"Beren? İyi misin?" Dilan, masaya eğilmiş bana bakarken kendime gelerek ne olduğunu sonunda anlayabilmiştim. Kafamı hala Baran'ın koluna yasladığımı anlayıp kıpırdandım. Yavaşça yerimde doğrulmaya çalışırken yine elimin onun bileğinde olduğunu fark ettim. Bileğini sıktığımı anladığım elimi de ondan kurtardığımda Baran da sallamamam için bacağıma koyduğunu elini üzerimden çekti.

Rüyamın etkisiyle elimi istemsiz bir şekilde dudaklarıma götürüp masaya baktım. "Günaydın," dedi Serena, gülümseyerek. Başımı sallayarak Serena'yı geçiştirdiğimde ona baktığım için yanlışlıkla Baran ile göz göze geldim. "Rüya mı görüyordun?" Dilan'ın sorusuna yüzümdeki tüm kanın çekildiğini hissettim. Onu duymamla gözlerimi hızlıca Baran'dan çektim. "Hayır!" 

Rahatlamak ister gibi nefes verip arkama yaslandıktan sonra elimle başımı tuttum. Birden uyandığımdan mıydı yoksa gerçek olduğuna emin olduğum olayın aslında rüyadan ibaret olduğunu fark etmemle mi bilmiyordum ama başıma birden ağrı girmişti.

"Uykumda mı konuştum?" Dilan'a sorduğum sorunun cevabını korkarak bekliyordum. "Yok, konuşmadın." Biraz rahatlar gibi olduktan sonra göz ucuyla sol tarafa bakıp babamların derin bir sohbette olduğunu gördüm. "Neye bu kadar gülüyorlar? Onlar yüzünden salak gibi uyandım," dedim, sinirle. Rüyamı böldükleri için sinirli değildim, şu an aptal gibi hissetmem onların yüzündendi.

"Bence rüya görüyordun ondan bu kadar korkmuş görünüyorsun," Baran'ın konuşurken bana baktığını bilsem de ona bakmamak için direniyordum. "Güldükleri için aniden uyandım, ondan oldu."

"Rüya gördüysen yine duymak isterim." Fısıldar gibi konuşmasına rağmen 'yine' kelimesini bastırarak söylemesiyle gözlerimi yavaşça kapatıp açtım. "Rüya yorumcusu mu oldun?" dedim, karşıya bakarken. Dilan'da bizi dinliyordu ama bir şey anlamadığı belliydi. "Sayende o yolda gibiyim,"

"Ne konuşuyorsunuz ya, Beren sen uyuduğunda her şeyin keyfi kaçıyor ya iyi ki uyandın..." Cihan'ın araya girmesiyle bakışlarımı ona doğrulttum. "Az önce neye gülüyordunuz?" diye sordum, sandalyede onlara doğru dönerek.

HERANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin