𝑷𝒓𝒆𝒔𝒄𝒊𝒕𝒐𝒔 𝑨𝒅 𝑰𝒏𝒇𝒆𝒓𝒏𝒂

14 2 4
                                        

İyi okumalar...

"Görüşürüz anne."Annem şaşkınlıkla bana baktı,ilk defa onu kapıdan geçirmeme şaşırmış olmalıydı.Bugün son günümüz olabilirdi.Onunla anlaşmaktan bir zarar gelmezdi.

Evde tek başıma kalınca,hızla banyoya geçip sandalyeye oturdum.Önümdr önceden ayarlamış olduğum uyku ilacı ve buz dolu bir kap vardı.Deneyip başaramadığım şeyi bugün sonlandıracaktım,bana ait olmayan elden sonunda kurtulacaktım.

Uyku ilacını tam ağzıma atacakken aklıma gelen gülüşü ile duraklamıştım.İçimi suçluluk duygusu sarıyordu.Dün onu resmen kandırmıştım,iyileşeceğimi söyleyip onu umutlandırmıştım.

Özür dilerim sevgilim,bu zamana kadar beni iyileştirmeye çalıştın ben ise gerizekalı gibi tüm söylediklerini kulak arkasına attım.

Sol elimi sevmem için elinden gelen her şeyi yapmıştı,mesela her zaman sol elimi tutmuş ve yaralarıma pansuman yapmıştı.Onun yanındayken sol elimde ki yaraları kapatmama izin vermiyordu, yaralarımı kapattığım da ise bana kızarak;"Yaralarını benden gizleme ki onları iyileştirebileyim sevgilim."demişti.

Göz yaşlarım arasında fısıltı ile konuştum"Özür dilerim Tae-ri,özür dilerim güzelim."

Biraz daha durursan vazgeçeceğimi düşündüğümden uyku ilacını içip hızla sol elimi buzun arasına koydum.2 dakika sonra gözlerim ağırlamaya ve bilincim kapanmaya başlamıştı.Hatırladığım tek şey uyumadan önce'Özür dilerim' dediğimdi.

~

"

Namjoon seninde telefonunu açmıyor mu?"Namjoon kafasını iki yana sallayınca korkuyla bir nefes verdim.Yoongi'den bugünden beri haber alamıyorduk.Onu aradığımız da tele sekreterin sesini duymaktan yorulmuştuk.

"Evinde olabilir mi?"Hoseok'un gözleri parlayarak sorduğu soruyla, ayağa fırladım."Denemekten zarar gelmez ben evine gidiyorum.Siz de diğer gidebileceği yerlere bakın.Sevgilimi bulmadan sakın beni aramayın."

İçimde ki huzursuzluk ile Yoongi'nin evine doğru yola çıktım.Kafamın içinde türlü türlü senaryolar dönüyordu.En kötüsü ise bir daha elini kesmeye çalıştığı idi.

Düşüncelerimi toparlayıp, çantamın iplerini kavrayarak daha da hızlı yürümeye başladım.

Onu özlemiştim,gördüğüm anda üstüne atlayacaktım.

Dün papatya bahçesinde ki konuşmalarımız ile Yoongi'nin gerçekten iyileşmek istediğini görmüştüm.Onu kurtaracaktım bunu yapmak zorundaydım.

Apartmanın önüne geldiğimde derin bir nefes alıp bahçe kapısından içeri girdim.Yağlanması gereken demir kapıyı ittirerek merdivenlere giriş yaptım.

Her merdiven basamağını çıkışım da için daha da bir daralıyor ve nefessiz kalıyordum.

Sonunda kapısının önüne geldiğimde hafifçe gülerek kapıyı tıkladım.Bu işlemi ardı ardına hiç ara vermeden yapmama rağmen,içeriden ne ses geliyordu ne de bir hareketlilik.Kaç sefer zili çaldığımı bile hatırlamıyordum.

"Yoongi,Yoongi evde misin?Evdeysen aç kapıyı lütfen."Burada olduğundan ümidi kestiğim sırada içeriden ses gelmesi ile durmuştum.Bir vazonun düşüş sesi gibi bir şeydi.

Hızla geri dönerek kapıya vurmaya devam ettim."Yoongi iyi misin?Yoongi lütfen düşündüğüm şeyi yapmış olma sevgilim."Göz yaşlarım arasında hem konuşuyor hem de kapıyı yumrukluyordum.

Komşular seslere dayanamamış olacak ki, yanıma gelip beni durdurmuşlardı.

60'lı yaşlarında gözüken bir amca kolumdan tutup,"Kızım iyi misin?Neden kapıya deli gibi vuruyorsun içeride kimse yok işte."

Kafamı olumsuz anlamda sallayıp,zorlukla konuştum."Erkek arkadaşım,erkek arkadaşım içeride ve onun hastalığı var."Amca daha devam edemeyeceğimi anlayınca beni kapıdan uzaklaştırıp,omzu ile kapıyı kırmaya çalışıyordu.

Tanrım yalvarıyorum onu bana bağışla, beni bırakıp gitmesine izin verme.Kapıdan büyük bir ses gelince kırıldığını anlamıştım.

Hızla olduğum yerden evin içine girmiştim.Keşke girmeseydim.Eve girdiğim anda dünyam başıma yıkılmıştı.Nefes alıyordum ama sanki zorla biri bana aldırıyormuş gibiydi.

Kanlar içinde ki Yoongi boylu boyunca yerde yatıyordu.Yanında ise küçük kırılmış bir çiçek vazosu vardı.

Onu o halde gördüğüm anda cırıltımı tüm dünya duymuştu.Hızla Yoongi'nin yanına çöküp titreyen ellerim ile her zaman çantamın kenarında taşıdığım fularımı bileğine bağlamıştım.

"Yoongi hadi kalk,şakanın sonuna geldik kalk.Lütfen kalk ve her zaman ki güzel gülümsemeni bana sunarak şaka yaptığını söyle."

Nefes almadığını anlayınca çaresizce sesli hıçkırıklarla ağlamaya devam etmiştim.Kollarımı cansız bedenine sarıp onu sarsmıştım ama asla işe yaramıyordu.Yoongi kalkmıyor bana gülmüyor ve beni öpmüyordu.

Peki ben bundan sonra ne yapacaktım?Ölmek mi? İşte tam olarak o.

𝑨𝒍𝒊𝒒𝒖𝒂𝒎 𝒎𝒐𝒓𝒊 𝒏𝒐𝒏 𝒅𝒊𝒔𝒔𝒊𝒎𝒊𝒍𝒆 𝒗𝒊𝒅𝒆𝒕𝒖𝒓...

𝑨𝑷𝑶𝑻𝑬𝑴𝑵𝑶𝑷𝑯𝑰𝑳𝑰𝑨 ✓Место, где живут истории. Откройте их для себя