-3-

563 57 28
                                        

-Felix-

Kantinde masaya elimle kendi kendime daire çizerek ofladım.

Aptal gibi çıkışta tanımadığım biri ile buluşacağım.

Neden kabul ettim ki?

Her şey boka saracak.

Neden bilmiyorum ama içimde garip bir his var.Bir şey olacak gibi hissediyorum.

Oflayıp başımı kollarım arasına aldım.

Bir süre o pozisyonda kalmıştım.Yanıma gelen bedenle kafamı kaldırdım.

"Hey Lix,iyi misin?"

Chan hyung.

Chan hyung bir hyung'dan fazlasıydı.Bize gerçek kardeşiymizcesine davranıyordu.Tıpkı bir abi gibi.

"İyiyim hyung."

Güven verircesine gülümsedi.

"Gözlerin öyle demiyor Lixie!"

Başımı olumlu anlamda salladım.

Berbat hissediyordum.

"Haemin'i sevmiyorum.Ona bir şansta vermek istemiyorum.Her şey ani gelişti.Onu ümitlendirmek istemiyorum hyung."

Chan hyung bu sefer daha güven verici bir gülüş sundu.

"Bana güven.Her şey yoluna girecek.Sen sadece çıkışta o kafeye git ve bana güven."

Gülümseyerek kollarımı Chan hyung'a açarak sarıldım.

"Sana güveniyorum Chan hyung..."

"Öyleyse burda boş boş oturmak yerine yemek ye ve bana da bir tost ısmarla."

Gülümseyip başımı salladım.

Ayağa kalkarak iki tost ve iki meyve suyu istedim.

İstediğimi alınca sıradan çıkacakken bir bedene çarpmıştım.

Uzun bedene kafamı kaldırarak baktım.

Hassiktir...

Kabus?ah,bu bir kabus olmalı.Az sonra o kulak çınlatan alarmım çalacak ve uyanacağım.

Bir kaç saniye öyle durmuştum.

Hâlâ bunun bir kabus olduğuna dair umutlarım var.

"Felix..."

Adımı söylemesiyle gerçekliği kavramıştım.Gözlerine saliseden daha kısa bir süre baktım.

Önümde duran bedenini ittim.

"Çekil!"

Chan hyung'un masasına doğru koşarak meyve suyu ve tostları masaya bıraktım.

"Afiyet olsun Chan hyung."

Hızlıca kantinden çıkıp lavaboya koştum.

Lavabodaki çocuklar ağlayan suratımı gördüklerinde kısa sürede lavabodan çıkmışlardı.

Herkes lavabodan çıktığın da kapıya yaslanıp yere çöktüm.

Kısa sürede göz yaşlarıma serbest bırakmıştım.Hıçkırıklarımı durdurmak adına kolumu ısırmıştım.

Ondanda onu görmektende nefret ediyordum.

"Neden hiç bir şey olmamış gibi karşıma çıkmak zorunda?"

Gözyaşlarım çoğaldığında yan tarafımda ki lavabodan destek alarak ayağa kalkmaya çalıştım.Ama sadece çalıştım.

En ufak hareket edecek enerjim yokmuşcasına hissediyordum.

Kapının açmaya çalışan birini hissetiğimde kendimi toparlamaya çalıştım.

"Felix!"

Kahretsin...

"Defol git."

Enerjim sömürülmüşcesine konuşmuştum.

"Aç kapıyı ya da çekil.Sana zarar vermek istemiyorum."

"Tch.Bana zarar vermek istemiyor musun?"

"Felix lütfen çekil.Chan hyung ve Seungmin'de endişelendi."

"Sana bir soru sordum.Bana zarar vermek istemiyor musun?"

Derin bir nefes almıştı.Duymuştum.

"Felix..."

"Bana zarar vermek istemiyorsan..."

"Benden uzak dur Hwang."

Sonlara doğru sesim kısılmıştı.

"S-sen bana yaklaştıkça ö-ölüyormuşcasına acı çekiyorum..."

Yutkundum.

"O yüzden,benden uzak dur Hwang!"

Kurduğum her bir cümlede gözyaşlarım kendini daha çok belli ediyordu.

"Özür dilerim.Gözünden akan her bir damla için senden özür dilerim.Sana bunları yaşatacak kadar aptal biri olduğum için binlerce kez özür dilerim Felix.Tanrının sen de tek eksik yarattığı şey kusurların.O güzel gülüşünü senden sildiğim için binlerce kez özür dilerim.Özür dilerim."

Elimle kapı koluna uzandım.Kapı kolundan destek alarak sonunda ayağa kalktım.Kapıyı yavaşça açtım.

Kapıyı açtığımda yerde benimle aynı pozisyonda oturan Hyunjin'i görmüştüm.

Hyunjin kapımı açtığımı fark edince hemen ayağa kalkmıştı.

Elini yanaklarıma koyarak göz yaşlarımı silmişti.

"İyi misin?"

Bir şey söylememiştim.Sadece ona bakıyordum.Onun gözlerine bakıyordum.

Gözlerim tekrar dolmaya başlayınca Hyunjin yanaklarımı okşadı.

"Ağlama.Lütfen ağlama."

Hiç bir şey söylemiyordum.Gözyaşlarımın akmasına izin vermiştim.

Bu sefer gözyaşlarım Hyunjin'in parmakları arasında kayboluyordu.

Hyunjin ellerini yanağımdan çekerek gözyaşlarımın süzüldüğü yanağımı öpmüştü.

Dudaklarını yanağımda hissetiğimde gözlerimi kapattım.Duygularım burdan defolup gitmek istiyordu,ama bedenim buna izin vermiyordu.

Bir adım geri giderek Hyunjin'in dudaklarının yanağımdan ayrılmasına neden olmuştum.

"Dokunma bana."

Gözyaşlarımı elimle silip oradan uzaklaştım.

Hyunjin arkamdan bir kaç kez seslensede umursamayıp sınıfa gitmiştim.

Sınıfa girdiğimde Chan hyung ve Seungmin endişeyle yanıma gelmişti.

İkisinede sadece iyiyim diyebilmiştim.Ama berbat durumdaydım.

Onu görmekten nefret ediyorum.

•••

Ne bölümü oldu bu?İlk başta böyle bir bölüm yazmayı düşünmüyordum.Doğaçlama yaşandı.Biraz kısa oldu affedin.Bölümü yazdığımda saat 2.34'tü bölümüde perşembe ya da cuma yayınlarım artık.Her neyse hoşçakalın...

cry for me •hyunlix•Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ