3- Kurt'un Öfkesi

25.9K 2.4K 3K
                                    

Medya: Gökay

Bölüm Şarkısı: Can Bonomo, Başkan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O gün yine sabaha kadar uyuyamadım.

Rahatsız demirlerin üzerinde oturdum öylece, üşümek bile normaldi artık benim için.

İnsanlar uyanmaya başladığında bakışlarım dağınık bir şekilde yanımda yatan çocuğa kaydı. Yeni yeni uyanıyordu, Gökhan'dı sanırım ismi. Hafızam öyle kuvvetli değildi.

Tamamen ayıldığında direkt bana baktı. "Günaydın Kurt abi" dediğinde dudaklarımı yaladım ve ruhsuz bakışlarımı önüme çevirdim.

"Kunt" diye düzelttim onu, öylesine konuşmak için. Umurumda değildi pek.

"Bugün kahvaltıyı ben hazırlayacağım" dedi yavaşça yatakta oturur pozisyona gelirken. "Sen de bana yardım etmek ister misin?"

"İstemem" dedim, uykusuzluktan gözlerim yanıyordu.

Suratı asıldı. "İyi de ben kahvaltı hazırlamayı bilmem ki ya..." dediğinde bakışlarımı tekrar onun suratına diktim. Öyle masum bir çocuktu ki, ne için burada olduğunu merak ettim bir anlığına. Bana kendi erkek kardeşim aklıma geliyordu.

Biz üç erkek kardeştik. Babamın adı Atilla idi, annem Hilal.

Abim'in adı Kürşat ve erkek kardeşimin adı Kubat'dı. Onları öyle çok özlemiştim ki birden bu genç delikanlıyı görmemle kanı damarlarında deli akan kardeşime benzetmek burnumun direğinin sızlamasını sağladı.

Umarım benden utanmazdı.

"Gökhan" diye mırıldandığımda gözleri hızla beni buldu. "Gökay abi" diyerek düzelttiğinde duraksasam da daha sonra kafamı salladım.

"Koğuştakiler menemen yer mi?" diye sorduğumda mavi gözleri parladı adeta. Elleriyle siyah, uzun saçlarını karıştırdı.

"Abi yemek ne demek? Ramazan abi tavanın sapıyla beraber yutar" dediğinde sırıttım hafifçe.

yara izi tacirleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin