XLIX- "ETKİSİZ ELEMAN"

90.5K 6.3K 7.9K
                                    


Sevgili Karadere Konağı misafirleri,

Kötü bir haberle geliyorum öncelikle, instagram hesabımız olan serceyioldurmekwatty hesabına erişimim bir haftadan beridir yok. Çok yüksek ihtimalle de hesabımız gitti, bir daha giriş yapamayacağım. Her ne kadar giden şeylere hevesim kırılsa da bir hesap daha açmamak yapacağınız editlere haksızlık olacaktı.

Yeni hesabımız: serceyioldurmekofficial

Bölümden bir iki saat sonra yeni bölüm sayacını açacağım. Soru cevap yapacağım ve birkaç güne alıntı atacağım.

Yeni durağımız unutmayın ki serceyioldurmekofficial

Bölüm şarkısı; Keskin Bıçak-Sezen Aksu

Keyifle okuyun!

Kar; uyuyanın değil üşüyenin üzerine yağıyordu.

Devamlı üzerimden çekilen pikeye engel olamıyor, engel olamadığım gibi tepki de gösteremiyordum. Dişlerim öfkeyle birbirine çarptı, koltukaltıma sıkıştırdığım kısma uzanan eli itmeye çalıştım. Ağlamadığıma emindim ama yastığım ıslaktı ve sıvı akıyordu sağ gözümden.

Parmaklarını güçten düşmüş parmaklarımın arasından geçirdi ben tutmadım ama o tutundu elime. "Ateşin var Efsun." dedi. Deli miydi? Donuyordum, bir ayazın orta yerinde çırılçıplak uzanmıştım sanki. Vücudum titriyor, dişlerim bir açılıp bir kapanıyordu.

Benden daha güçlüydü çekti aldı benden engel olamadım pikeyi. İki kaşımın arasında bir çukur oluştu, inleyebildim ancak. Konuşabilsem çok kızardım. Vücudum buz gibi görmüyor musun derdim. "Gel ılık bir duş alalım." bana gel dedi ama gerisini bana bırakmadı. Dizlerimin altına koydu elini, sırtımdan da destek aldı ve yataktan aldı beni.

"Çok soğuk." diye isyan ettim. O sıcaktı. Beni aldığı yatağın altından bile. Bir bıraksa, bir tane de yorgan verse sesim soluğum çıkmayacak saatlerce uyuyacaktım halbuki. Evin içi zaman geçtikçe soğumuştu. İlk girdiğimde bu kadar değildi, hatta sıcaktı. Bütün kapı pencereler açıktı sanki o geceki gibi. Hatta hissettiğim soğuk o geceden de fazlaydı.

Cevap vermedi, odadan çıkardı beni. Saat kaçtı bilmiyordum. En son hatırladığım tek elle tutulur şey Fetih'in yavruyu doyurmayı teklif ettikten sonra kendimi tutamayışımdı. Ağladığımı hatırlıyordum. O iğrenç dejavuyu, o tanıdık hissi, bununla baş edemeyip saatlere dökülecek kadar çok ağladığımı. Uykuya dalıyordum, gözlerimi aralayıp yeniden ağlamaya devam ediyordum. Ağlamamı yorgun düşüşüm bölüyordu. Fetih bazen bir şeyler fısıldamıştı bazen sadece gözyaşlarımı silmişti. Son uykum daha uzun sürmüş, uyandığımda ağlamamış nasıl ısınırım diye yol yordam aramıştım. Gözlerimden ara ara sıcak damlalar akıyordu ama bu ağlamak değildi. Bir de Fetih'le savaşmıştım. Üşüdüğümü bilmiyormuş gibi beni ince bir atletle bırakmıştı.

Bir kapıyı açtı ve içine girdik. Beni yere bıraktığı ilk an çıkacaktım hemen. Gözlerimi sırf bunun için aralamıştım. Sımsıcak bir duş değilse suyla temas etmek istemiyordum. Beni kapağı kapalı olan klozetin üzerine oturttu. Atletime uzandığı an ellerine tutundum. "Çok soğuk, istemiyorum." Sesimin kısıklığı ve acınasılığı benim bile içimi ezdi. Bir çocuk nasıl geri çevrilemezse o şekildeydi halim. Gözlerim çoktan hazırlanmış, üstü köpük tabakasıyla kaplanmış küvete kaydı. Üstünden buhar yükselmiyordu, soğuk olduğu her halinden belliydi.

SERÇEYİ ÖLDÜRMEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin