WhatsApp
Seonghwa & Hongjoong
Seonghwa:
Hongjoong.
Hongjoong:
Yine saçma sapan konuşacaksan hiç yazma Seonghwa
Seonghwa:
Sadece San yanında mı onu soracaktım.
Hongjoong:
Hm?
Aa şey evet yanımda
Seonghwa:
Senin için sorun olmazsa buraya gelebilir misiniz?
Wooyoung inat etti de gitmiyor.
Hongjoong:
Nerdesiniz?
Seonghwa:
Basketbol sahasının ordayız.
(Görüldü)
...
Hongjoong telefonunu cebine koyarak bakışlarını San'a çevirdi. Geldiğinden bu yana Wooyoung'a olan sevgisini anlatıyordu ve yavaştan gına gelmeye başlamıştı.
"San kalk gidiyoruz."
San omuz silkeleyerek cevap verdiğinde Hongjoong onu zorla kaldırmış ve peşine takmıştı.
"Ya Hongjoong Hyung otursak ne olur sanki. Ne yapacağız dışarda?"
"Dışarıya çıkıp hava almam lazım. Beynim Wooyoung ile doldu."
San cevap vermezken ikisi dışarıya çıkmış, basketbol sahasının o tarafa doğru yola koyulmuşlardı.
"Hyung-"
"Sus ve takip et beni."
Birkaç dakika sonra basketbol sahasına vardıklarında Wooyoung gelenleri fark ederek ayağa kalkmıştı.
"Sizin ne işiniz var Hyung burada?"
"Çözülmesi gereken meseleler varmış. Onu çözmeye geldik."
Hongjoong'un verdiği cevap ile woosan ikilisi göz göze gelmişti. San biraz çekinse de ilk adımı atan o olmuştu.
"Wooyoung, biraz konuşalım mı?"
Wooyoung birkaç saniye düşünür gibi yaptıktan sonra başını sallayarak sahanın diğer ucuna doğru yürümeye başladı. San da hemen ardından gitti.
Hongjoong ise onların hallerine gülüp Seonghwa'nın yanına oturdu.
"Gerçekten çocuk gibiler."
"Öyle."
Sonrasında derin bir sessizlik olduğunda Hongjoong kaçamak bakışlarla Seonghwa'ya baktı. Telefonda başka normal, okul zamanında bambaşka bir insandı. Onu çözmekte oldukça zorlanıyordu.
"Hangi Seonghwa gerçek?"
"Efendim?"
Hongjoong bir anda dediği şey ile kendini pataklamak istemişti ama olan olmuştu artık.
"Diyorum ki şuan ki hwa mi gerçek yoksa telefondaki hwa mi?"
Seonghwa birkaç saniye düşünür gibi yaptıktan sonra yüzünü Hongjoong'un yüzüne yaklaştırdı.
"Sen hangisinin gerçek olmasını isterdin?"
Hongjoong bir anda kendini geriye çektiğinde tam düşecekti ki Seonghwa onu belinden tutarak engellemişti. Yani bir tık kalçasından da olabilir.
"Demiştim benim elim senin götünde."
Seoghwa göz kırptığında Hongjoong kendine gelerek onun elinden kurtuldu. Kalbi ağzında atıyordu.
"Gerçek yüzün belli oldu Park Seonghwa!"
Seonghwa duyduğu şey ile gülerken Hongjoong ona kötü bakışlar atıyordu. Cidden ona karşı ne hissettiğini de bilemiyordu ama en belirgin hissi saf bir nefretti.
"SA-"
Hongjoong San'a seslenmek için onlardan tarafa döndüğünde ikilinin öpüştüğünü gördü.
"Güzel barışmışlar."
Seonghwa da bakışlarını o tarafa çevirdiğinde histerik bir gülüş ile Hongjoong'a yaklaştı.
"Sende ister misin bir öpücük?"
Hongjoong iğrenir bir yüz ifadesiyle bir adım geri attı.
"Sakın bana önemli şeyler dışında yazma. Yoksa sonu kötü olur Seonghwa."
"Ne olur mesela?"
Hongjoong gelen karşı atakla hızlı bir cevap düşündü.
"O zaman görürsün."
Hongjoong bunu söyledikten sonra hızlı adımlarla okula doğru ilerledi. Seonghwa dan kurtuluşu yoktu elbet ama bir ümit onu rahatsız etmemesini umdu.
Seonghwa ise Hongjoong'un arkasından gülerek onu izledi. Dudaklarından son bir cümle dökülüp o da okula doğru ilerledi.
"Peki görelim bakalım Kim Hongjoong."
...
Umarım beğenirsiniz 💕
04.08.22
YOU ARE READING
Kimin Eli Kimin Cebinde ⇢Seongjoong⇠
FanfictionHongjoong: Kimin eli kimin götünde belli değil Seonghwa: benimkinin sende olduğu kesin :)
