Bölüm 17

59.4K 4.9K 2.2K
                                    


O gün çalan dış kapıyı açtığımda karşımda annem ve ablam vardı. İlk birkaç saniye ne diyeceğimi bilememiştim. Elin adamı evimizdeydi. Bunu sorgulamış olmalılardı. Özellikle ablam. Zamanında Çetinden hoşlanıyordu. Yönelimi yüzünden vazgeçtiğini söylemişti ama bu hemen olacak bir şey değildi ki. Ya hâlâ hoşlanıyorsa? Sıkıntıyla olduğum yerde gerim gerim gerildim.

Geldiğimiz piknik alanı ana baba günüydü. Ben gitmek istesem de Şükrü güzel kızların olmasından dolayı zorla hepimizi durdurmuştu.

Pufladım. Aklım aslında Çetindeydi. Bana dün mesaj atmıştı takılmak için ama ben reddetmiştim. Ondan önceki gün de yazmıştı fakat yine bahane uydurmuştum. Bunun nedeni birazcık korkuyor olmamdı. Korkmak doğru bir ifade miydi emin değildim ama tuhaf hissettiğim doğruydu.

O gün evde aramızda geçen küçük konuşma sonrası içimde oluşan duyguların birbirine çarpması beni düşündürmüştü ve germişti. Onunla hep şakalaşıyorduk ve onun da şaka yaptığının farkındaydım ama istemsizce kalbimin hızlanması germişti beni. Ben daha önce hiç erkeklere karşı bir şey hissetmemiştim ki. Gay olamazdım değil mi? Üstelik şu zamana kadar hep kız sevgilim olmuşken. Belki de biseksüelimdir ve kendimin yeni farkına varıyorumdur. Bu da olası bir ihtimaldi. Yine de her ne olursa olsun beni geren bir şeyler vardı ve bu yüzden galiba ondan uzaklaşmak istiyordum.

"Millet kurban çadırı gibi et yiyip pişiriyor bir de bize bak."

Homurdanan Enis'e baktım. Şu an küçük ateşin üstünde sosis kızartıyordum.

"Ne yapalım lan paramız bunlara yetti. Üstelik geri zekalı Şükrü eti sıcakta bekletip kokutmasaydı şu an yiyebilirdik." dedim. Sadece sucuk ve sosis almaya paramız yetmişti. Ortak bir şekilde para birleştirip et alma işini Şükrüye vermiştik. Geri zekalı eti dışarıda dünden beri sıcakta unuttuğu için kokmuştu. Aslında toplaşır danaya girer gibi mangal eti alırdık da haftanın sonu olduğu için ve biz harçlıklarımızı daha haftanın başında bitirdiğimiz için göt gibi kalmıştık.

"Tamam abi hayat inişli çıkışlı da bizimki hep iniş be amına koyayım ya." diyerek yanımıza gelen Şükrü'ye baktık.

"Ne oldu lan?"

"Kızın numarasını isterken sevgilisi geldi bir anda. Epilasyon'a ihtiyacınız var mı diyerek sanki güzellik merkezinde çalışıyormuş gibi yapıp paçayı kurtardım."

"Ee inandılar mı bari?" diye sordu Anıl.

"Şu an ikisi de çalıştığım yerin kataloğunu unuttuğum için alıp gelmemi bekliyor." dediğinde bir nefes verdi.

Böyle bir şey de anca Şükrü'nün başına gelirdi işte.

"Adam manitasıyla ağdacıya mı gidiyor?" diye sordu Enis.

"Lazer o cahil." dedi Şükrü ayıplarcasına.

"Sence konu bu mu kardeşim?" dedim. "Ayrıca ikisi de sana bakıyor."

Şükrü omzunun üzerinden ilerde kendisine bakan ikiliye elini kaldırıp salladı sırıtarak. Onlar da Şükrüye el salladıklarında kaşlarımı çattım.

"Neyse ben gideyim de istenmeyen tüyleri neden istememeleri gerektiği hakkında bir konuşma yapayım. Kafaları yanar belki." deyip yanımızdan ayrıldı Şükrü.

Gözlerimi devirdim.

"Mal bu ya harbi geri zekalı." diye söylendi Anıl. Bu sırada çubuğa taktığı sosisleri benimle birlikte pişiriyordu.

Destur demeden önüne gelene yazarsa olacağı buydu. Yine iyi yırtmıştı. Bir gün dayak yiyecekti haberi yoktu.

Tahta masanın oturma kısmında oturan Enis ofladı."On sekiz yaşında dört genco olarak daha başka eğlenceli aktiviteler yapabilecekken belediyenin pikniğine gelmemize yakın bir sigara." dedi derti dertli. Sonra da "Paranın amına koyim." diyerek ekleme yaptı.

OĞLANCI | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin