Küçük?

80.4K 3.2K 1.9K
                                    

...

Sağ tarafıma doğru baktım.Furkan dershaneye getirdiği çekirdeklerin tuzunu emcüklüyor arada bir çıkardığı sesler aç karnımda bulantıya yol açıyordu.

Sol tarafıma baktım.Açelya getirdiği yeni ojesini tırnaklarına sürüyordu ve oje kokusuyla yüz buruşturmaktan yüz felci geçirecektim artık!

"Melek şu soruya bi bakar mısın?"ha söylemedim değil mi,bir de hemen arkamda oturan angut vardı.

"Melek?"diye fısıltıyla konuşunca bıkkınca ona doğru çevirdim kafamı.

"Ne başımın belası ne?"yarım ağız sırıtarak bana kitabını uzattı.

"Yuvarlak içine aldığım soruya bakar mısın?Anlamadımda."

"Emre git hocalara sor,hadi cano."
Bıkkınca ofladığında göz devirerek önüme döndüm.

Sen mahallenin abaza çocuğu,yani sen dershaneye gerçekten ders çalışmak için mi geldin?Hah yalanını yesinler senin.

Gözlerim etüt salonundan içeri giren uzun boylu adama kaydı.Senden çok pis intikam alacağım cücük kafa.Sana sanırım Melek Arıcı'nın kim olduğunu göstermem lazım.Şu tipe bakar mısın Allahın meymenetsizi.

"Ara veriyoruz."
Dediğinde sandalyeler ardı ardına çekilip fayansta ses çıkarınca yüz buruşturdum.İnsan bi kaldırırdı ya.

"Bu koku ne böyle!?"elindeki kalem ve kağıdı önündeki masaya bıraktığında Açelya elini kaldırmış "Melek sence oldu mu bu tırnaklarıma?"diye sorunca ateş gibi yanan gözler anında Açelya'yı buldu.

"Açelye ojeyi kaldır! Etüt salonunu berbat kokutmuşsun.Açın sizde şu penceleri."diyerek pencerinin kenarında olan öğrencilere seslendi.

Tabi cam kenarında olduğum için sert bakan bakışları beni bulmuş çatık kaşlarını gevşetmişti.

Kesin bana pencereleri aç diyeceğini tahmin edip hızla önümdeki fizik kitabını alarak çantaya koyar gibi yaptım.Ama yer mi?I-ım yemez.

"Melek pencereleri aç kızım"

Molok poncoroloro kozom.Kız ben vallahi bunun ümüğünü sıkarım.

Dudaklarıma bir gülümseme yerleştirip omuz üzerinden, dudakları kıvrılmış yine o alaylı bakışlar atan Demir hocaya "açayım hocam" dediğimde başını olumluca salladı.

O sırada Açelya tırnaklarına üflemeyi bırakmış,elini indirip hızlıca mat mor rengi ojesinin kapağını kapamıştı.

Pencerelere yöneldim.Hemen önümde olan çocuğa "Şş Groubana yardım et be" dediğimde elini omzuma koyup "Bu ulvi göreve beni uygun gördüğünüz için teşekkür ederim lady.Hemen!" Dediğinde "Allah çarpsın duygulandım" dememle güldük.

Ben ve duygulanmak.Hassiktir ordan.

İkimiz pencerelere yöneldiğimizde arkadan gelen o sesle dişlerimi sıktım.

"Furkan! Oğlum git bana bir kahve al da gel hadi."

Bakın ben üç aydır bu adama katlanıyorum!Gördünüz ama değil mi?Allah bu mahlukatı sınavım olarak bana göndermiş sanki.

Dershane Hocam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin