'6' Death of me

93 8 0
                                    

İyi okumalar

Felix'in verdiği ifade, Jisung ile uyuşuyordu çünkü Minho önceden Felix'in eline bir kağıt sıkıştırıp sorguda o yazılanları söylemesini istemişti. Jisung'un masumluğuna etki etmese de bu sadece bir şüpheli olarak kalmasına yardım edecekti. Minho sadece Jisung'a inanmak istiyordu, içinde hala bir şüphe olsa bile hiçbir şey yapmamak, yardım etmekten daha kötü hissettirecekti.

"Elimiz de hala yetersiz kanıt var. Han Jisung gerçek bir suçluymuş gibi hissediyorum ama bir şey yapamıyoruz" dedi Jeongin. Minho, ona zıt gitmek istese de taraf tuttuğu belli olmasın diye sessiz kalmak istedi. Jisung'u serbest bıraktılar.

"Bu gece içmeye gideceğiz. Gelecek misin?" dediğinde, Minho "benim biraz çalışmam gerek" dedi. Açıkçası hiç içme keyfinde değildi. "Bir gün bize katıl. Eskiden hep gelirdin. Son zamanlarda yorgun gözüküyorsun" derken Minho zorla tebessüm etti. Buna bir şey demek istemedi çünkü haklıydı.

***

Bira şişesini açıp ilk yudumunu aldı, Minho. Tek başına içip evde dağıtmak onun için daha iyiydi. Sandalyesini bir sağa, bir sola döndürürken bilgisayarında açık olan fotoğraflara bakıyordu. Birkaç suçlunun fotoğrafları ve delilleri vardı. klavyede ileri tuşuna basarak fotoğrafları ilerletirken bir anda önüne gelen Jisung'un fotoğrafını görmesiyle dona kaldı.

Eski anılarının canlanmasını istemiyordu. Köşedeki çöp kutusuna bastı ve "fotoğrafı silmek istediğine emin misin?" Sorusunda 'evet'e tıkladı.

"Şu an ne yapıyor? Nerede kalıyor?" Diye aklından geçirmeden duramıyordu. Onu niye düşünüyordu ki? Geçmişte kalmıştı her şey. Ona karşı bir nefret beslese de gitgide azalmasından ve yok olmasından korkuyordu.

Kapısının çalmasıyla ayağa kalktı ve sendelediğini fark etti.

Önemsemeden kapıya ilerleyip kapıyı açtı. Siyah kapüşonlu birisini karşısında görünce hemen yandaki şifonyerdeki silahını almak için bir eğlemde bulundu. Kapüşonunu indirince bir anda şaşkına uğradı.

Jisung'u gördüğünde elini silahından çekti. Yorgun ve kanlanmış gözleri bulanıklaşmaya başlamıştı. Hayır, ağlamayacaktı. Sadece alkol duygusallığını arttırıyordu.

"Senin ne işin var-" cümlesini tamamlayamadan içeriye adımını atmış ve kapıyı kapatmıştı. "Seni kontrol etmeye geldim" dedi ellerini ceplerine koyarak.

"Ne için?"

"Kendine zarar verip vermemen için" dedi ve bir kaşını kaldırdı. "Neden öyle bir şey yapayım? Psikoloji testini sorunsuz geçtim ben" dedi kendisini övmeye yer arıyormuş gibi. Daha çok kendisini kanıtlamaya çalışıyordu.
"Biliyorum. Sana gelmek için bahane arıyordum sadece" dedi etrafı incelerken. Tekrar Minho'ya baktı. Bu sefer uzun bir süre hiçbir şey demeden süzdü onu. Kızarmış yanakları ve kanlanmış gözleriyle pek iyi görmemişti onu.

"Her ne içtiysen bana da ısmarla" dedi gülümseyerek. "Senin için içkim yok" diyerek arkasını dönmüş ve salona ilerlemişti.

Hemen ardından takip etti, Minho'yu. Kapıyı açık bıraktığına göre içeri girmesini istemişti.

Salona geçtiğinde her yerin dosyalarla darmaduman olduğunu görmüştü. Minho, ne kadar böyle bir hayat yaşadığını göstermese bile aslında günden güne kendisine eziyet çektirdiğinin farkındaydı. Her zaman agresif ve soğuk bir tavrı vardı. Jisung, bu haline alışmıştı. Eskiden beri böyleydi. Kendisi herkesle samimi olmazdı. Olduğunda ise Jisung için fazlasıyla tatlı bir adama dönüşüyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 27, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ordinary Life '' MinSungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin