BÖLÜM 28

22.6K 730 1.1K
                                    

Kitabın yeni bölümleri her hafta cuma yayınlanıyor olacak. Haftada sadece bir bölüm. İleride bazı haftalarda özel bölümler gelecek. Özel bölümlerin geldiği haftalarda yine cuma günü de bölüm eklenecektir. Şuan ki isteğim bu şekilde, umarım başarabilirim.

Bölümler uzun, oldukça emek veriyorum ve zaman harcıyorum. Senden tek ricam, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmaman. Desteklerin için şimdiden teşekkür ederim ♥️

Bu kitapta her çeşit insanı okuyabilirsiniz arkadaşlar. Kitapta LGBT karakterleri de var. Rahatsız olacaklar okumayabilir ♥️

Ayrıca 'bir şey anlamadım, yeter, her şey açığa kavuşsun...' vb gibi sinir krizlerinizi görüyor fakat müdahale edemiyorum. Müdahale etmem de mümkün değil. Sinir krizi geçirenlerin acilen bir doktora görünmesini tavsiye ediyorum, özel bölümler gelmeye başladıkça birkaç hafta daha bu durum sürecektir ♥️ Emniyet kemerlerinizi kontrol etmeyi ve yanınızda bir şişe kolonya bulundurmayı ihmal etmeyiniz ♥️ Bölüm sonunda biraz sohbet ettim seninle, mutlaka oku.

Özel bölümlerin iki tanesi hazır. Bombaları bırakacağım yakında!

Oy verdiysen, keyifli okumalar dilerim yorumlarda buluşmak dileğiyle ♥️



☾ ☾ ☾




Tek bir şeyden emindim. Edward kesinlikle bir vampirdi. Of, şaka şaka... Tek bir şeyden emindim, o da Baran'ı öperken başka birisine dönüştüğümdü. O an düşündüklerim aklıma geldikçe yanaklarımın kızardığını hissediyordum. Üstelik bu sefer kendimi tutamamıştım. Az önce resmen adama kucak dansı yapmış olan ben, şimdi onun kapıları kilitlemesini hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi izliyordum. Zaten bu zihni nasıl ciddiye alabilirim ki, olur olmadık durumda kendimle konuşurken aklıma gelene bak.

Neredeyse beş dakika önce dudaklarımı gezdirdiğim suratı şimdi de bana dönmüştü. Dudaklarını oynattığını fark ettiğimde onu duymaya çalıştım. "Hadi, gidiyoruz." Beni beklemeden bahçeye doğru yürümeye başladığında onu takip ettim. "Of," Bir anlığına uzun süre oflasam da ağzımdan kaçırmıştım.

Olduğu yerde durup kafasını bana çevirdi, şimdi sorun ne dermiş gibi bakarken "Ne oldu?" diye sorduğunda birkaç saniye duraksadıktan sonra söylemeye karar verdim. "Aşağıdaki şaraplardan alacaktım," Dudak kenarlarını yukarıya doğru sinirle kaldırdıktan sonra yürümeye devam etti. "Gönderirim sonra,"

"Kaç tane göndereceksin?" dedim, aynı zamanda adımlarımı hızlandırıp yanına geldiğimde. "Kaç tane istiyorsun?"

"Bilmem... On tane!"

"Tüm mahzeni göndereyim?" dedi, bana yandan bir bakış atıp kapıya doğru yürümeye devam etti. Dilimi damağıma vurup 'cık' sesi çıkarttıktan sonra zihnim onun koluna girmemi söylese de duymazlıktan geldim. Bir dur artık ya!

"İstemez, ya da vazgeçtim, hiçbir şey istemiyorum." Aklıma birden Dinçer Kamranoğlu'na olan sinirim geldiğinde eş zamanlı olarak Neboş'u da düşünmeye başlamıştım. Baran, beni umursamadan anahtarı korumalardan birine uzattığında, koruma hafifçe belini aşağı eğerek anahtarı Baran'ın elinden aldı. Her şeyden habersiz kapının önünde beklemiş olmaları bir an beni keyiflendirmişti. Biz içeride neler yaptık bir bilseniz...

Herkese anlatmak istesem de susmak zorundaydım. Hande'ye anlattığımda atacağı çığlıklar ve beni karalama seansı kaç saat sürecekti kim bilir... Anlatmayı düşünmüyordum gerçi. Onlarla aramı biraz daha soğuk tutacaktım. Kerim ve Hande'den bir yalvarma konuşması duymam gerekiyordu.

HERANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin