12- Boğmaca Matı

25.8K 2.5K 3.1K
                                    

Medya: Bizim kuş

Bölüm şarkısı: Kesha- Backstabber

İyileştim, gayet iyiyim gençler. İyi dilekleriniz için teşekkür ederim, keyifli okumalar...

 İyi dilekleriniz için teşekkür ederim, keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kemal

Attığım her adım benim geleceğimi şekillendirecekti, biliyordum.

Korkuyor muydum onun karşısına çıkmaktan? Eski Kunt olsa korkardı, çekinirdi, ne olacağını kestiremezdi. Ama şu an ona karşı gram bir korku hissedemiyordum.

Aksine, onun yüzünden ölümüne dayak yemiş olmam, ailemin ellerimden kayıp gitmesi, kaybettiğim okulum, yitirdiğim geleceğim aklıma geldikçe korku yerini saf öfke ve intikam duygusuna bırakıyordu.

İçimdeki o saflığı söküp almışlardı.

Bana tek bir iyiliği olmuştu o terliksi hayvanın, herkesin gerçek yüzünü görmüştüm.

İlk düştüğümde elimden tutup beni kaldıran babam şimdi düştüğüm o çukurda toprak atmıştı üzerime, bu benim yardımseverliğimi öldürmüştü. Kirpiğim düşse içi giden annemin can çekiştiğim o hasta yatağında beni yapayalnız bırakması merhametimi öldürmüştü. Ve canı yansa canını yakanı bin pişman ettiğim kardeşimin bana abi demeyi bile çok görmesi içimdeki iyi niyeti öldürmüştü.

Beni ayakta tutan kişi abim, Kürşat'dı. O da gitse Selim'i öldürdüğüm söylenen o bıçakla bileklerimi keser kurtulurdum her şeyden.

Ama ben kurtuluşuma doğru ilerliyordum.

Alpay gardiyan beni insanların dolu olduğu görüş odasına sokmadan önce dikkatle gözlerime baktı. "Dikkatli ol, beni pişman etme" dediğinde olumlu anlamda kafamı salladım.

Bana tanınan bu ayrıcalığı, görüşmeyi adam akıllı kullanmak zorundaydım.

Bakışlarım gezindi görüşme odasının içinde. Herkes ailesiyle sarılıyor samimiyetle konuşuyordu, mutlulardı.

Kartal'ı gördüm, kumral bir kızla konuşuyordu ve yüzünde daha önce hiç görmediğim bir gülümseme vardı. Heyecanlı heyecanlı konuşuyor, kalın dudakları aralanıyor, gözlerini iri iri açılıyordu bir şeyler anlatırken. Gözlerimi onun üzerinden çektim.

Ve o an ayağa kalkmış bana bakan Cenker'i gördüm. Uzun boyu, esmer teni, yeşil gözleri ve kirli sakallarıyla o benim dört senelik dostum Cenker'di. Ona doğru adımladım buz gibi bir ifadeyle.

"Kunt" dedi samimiyetle, genişçe gülümserken. Yumruk atmamak için yumruklarımı sıktım, tırnaklarım avuç içime battı.

"Başına neler gelmiş kardeşim senin böyle..."

yara izi tacirleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin