1.9

1.9K 38 4
                                    

Bora beni gördüğü gibi kolumdan tutarak sürüklemeye başlamıştı. O an canım yansada belli etmek istememiştim. Duygularımı saklamam gerekiyordu. Kapıdan çıkarken Rüzgarla göz göze gelmiştim ona ufak bir tebessüm ettiğimde kapı kapanmıştı.

Beni arabaya sokmuş ve kapımı kilitleyip kendide sürücü koltuğuna geçmişti. Direkt yola koyulmuştu. Arabanın içerisi sessizliğe misafirlik yapıyordu. Bu beni daha çok korkutuyordu oysaki.

""Seni bulamayacağımımı sandın güzelim?"" sessizliği o bozmuştu. Böyle söylemesi midemi bulandırmıştı. Bir şey söylemek ya da cevap vermek istemiyordum.

Normal hayatımı özlüyordum. Arkadaşlarımı, işimi ve ailemi... Bakışlarını yoldan çekip saniyelik üzerimde gezdirdiğinde yerimde kıpırdanmıştım. Bu sefer daha fazla gaza köklenmişti. Hızlı sürmesi ne kadar korkutsada çaktırmamaya çalışıyordum.

✨✨✨

Eve vardığımızda kolumdan tutup beni içeriye sürüklemişti. Salona doğru ittirdiğinde ayakta zor durmuştum. Üstüme yürüdüğünde geriye doğru adım atmıştım. Kollarımdan tutup sarsarak bağırdığında gözlerimde ki korkuyu açıkca görebilirdi.

""Onunla birlikte mi oldun? Bu üstünde ki kıyafet ne lan senin?"" demiş ve yanağıma sert bir tokat indirmişti. Yanağımın yarası sızladığında gözlerim dolmuştu. Benim cevap vermeme bile müsade etmemişti.

""Vay be başıma orospu mu aldım?"" bu çok ağırdı. Hiç bir kelimesini hakketmiyordum. Onu tüm gücümle itip ellerinden kurtulmuştum. Sinirimi kusacaktım.

"Sen ne dediğini sanıyorsun Bora! Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin? Böyle bir kelimeyi bana karşı-" lafımı yarıda kesen şey tekrardan beni kendine çekmesiydi. Beni omzuna atmasıyla neye uğradığımı şaşırmıştım. Bodrum katına yöneldiğimizi gördüğümde korkum gene kendini belli ediyordu.

Odaya vardığımızda beni sertçe yere bırakmıştı. Etrafa baktığımda burada sadece bir masa ve yatak vardı. Bu herifin bodrumunda kaç oda varsa hepsinde kalmıştım. Kapıya yönelip kapıyı kilitlediğinde onu izliyordum.

"Napıyorsun, neden kilitledin?" naptığını algılayamıyordum. Yavaş yavaş üzerime geliyordu. Yüzünde iğrenç bir sırıtma vardı. O bana yaklaştıkça ben geriye gidiyordum.

""Senin akıllanman lazım Deniz."" ses tonu bile iğrençti. Üzerime doğru eğildiğinde beni duvarla arasına almıştı. Boynumu öpmeye başladığında onu itmeye çalışıyordum ama gücüm yetmiyordu.

"Yalvarırım yapma bunu." çaresizliğim sesime yansımıştı. Cezam bu olmamalıydı. Engel olmaya çalışıyordum ama buna izin vermiyordu. O an ne kadar yalvarsamda yalvarışlarıma hiç bir tepki göstermiyordu.

Öpmeyi bıraktığında vazgeçtiğini sanmıştım ama yanılmışım. Masaya yönelip üzerinden bıçak almıştı. Bana yaklaştığında kaçmaya çalışmıştım ama beni yakalamıştı. Üstümü çıkarmış ve sırtıma çizikler atmıştı. Sırtım emindim ki kan içindeydi.

Önüme gelip yanağımı okşamıştı. Şuanda yatakta oturur bir vaziyetteyim. Bora'nın gözlerine çaresizlikle bakıyordum. Daha sonrasında kolumu tutmuş ve bir çizik atmıştı. Ağzımdan küçük bi çığlık kaçtığında bu onun hoşuna gitmişti. Aynısını yapmaya devam ediyordu. Artık dayanamıyordum.

✨✨✨

Gözlerimi açtığımda içeriye gün ışığı giriyordu. Gece yaşadıklarım aklıma gelince ellerim titreyerek yorganı açmıştım. Bunu yapmıştı.

Kıyafetlerim yerdeydi. Onlara uzanmak bu kirliliğimi örtmek istemiştim ama kasığımdaki ağrılar buna izin vermemişti. Gözyaşlarıma daha fazla hakim olamamıştım. Kendimi koruyamamıştım bile. Ne olursa olsun hiç bir kadın cezasını böyle çekmemeliydi.

Bu hayatta ben napmıştım ki? Kendi halinde takılan bir kızdım. Kimseye zararım yoktu. Okulumu bitirip ofisimi bile açmıştım. Ama bu yaşadıklarım hiç adil değildi.

Kapının açılmasıyla yorganı hızlıca üstüme çekmiştim. O geldi sanmıştım ama bu bir hizmetliydi. Elinde tepsiyle bana yaklaşıyordu. İlaçları tahmin etmek zor değildi. Ağrı kesici ve kontrol hapı vardı.

Bu yaptıkları fazlasıyla ağırdı. Haketmediğim hakeretler yemiş üstüne böyle bir duruma düşmüştüm. İlaçları içtiğimde kadın odadan çıkmıştı.

Belli bir süre sonra tekrardan kapı açılmış bu sefer o gelmişti. Bora POLAT. Kıyafetlerimi tekrardan giymiştim. Bedenim aşırı acıyordu. Farkettiğim kadarıyla kollarım sargılı haldeydi. Sırtım ise berbat haldeydi.

Bora'nın yaklaşmasıyla geriye doğru gitmiştim sanki mümkünmüş gibi. Konuşması midemi bulandırmaya yeter ve artardı bile. Bildiğim tek şey ne olursa olsun asla pes etmeyecektim.

""Kendini nasıl hissediyorsun, Sevgilim?""

🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤

*Ben absürt şeyler yazmada becerikli değilim. Bir sonraki bölümde birazcık zamanı ileri alıcam artık.

Sonumuz yakın.

Fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın.🤍

EscapeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin