Eda

68.8K 3.4K 1.3K
                                    

....

Günlerden pazar ve ben şu an evde olmam gerekirken bilin bakalım neredeyim?Ha neredeyim?

"Ara veriyoruz."Allah'ım çıldıracağım!

Kerem Hocanın duyurusuyla ders çalışmayıp sürekli konuşan mallar anında ayaklanıp bağıra bağıra konuşurken başımı kapattığım biyoloji kitabının üzerine koyup gözlerimi kapadım.

Belimde elini gezdiren Açelyayla uykum artarken esnediğim sıra masamın üzerine bırakılan kahveye göz ucuyla baktım.

"Furkan gerçekten istemiyorum sağol"demiştim ki "Sen seversin"diyen gereksiz mahlukatla başımı kaldırdım.

Maviler gözlerime suçlu bir çocuk gibi baktığında göz devirdim.Sen misin lan beni tehdit edip sonra bana kendini affettirmek için elinden geleni yapan doğaya oksijen vermesi gerekirken kırmızı yapraklı olup insanlığa bir faydası dokunmayan ökaryodik canlı?

"Al şunu ve siktir git!"

Furkan bir küfür mırıldanırken Açelya sabır çekmişti.

"Melek bi konuşsak"dediğinde elleri önündeydi,efendi çocuk imajını yerler senin.

"Seninle konuşacak bir şeyimin olduğunu düşünmüyorum,şimdi siktirle."

Elimle git dediğimde derin bir nefes alıp verdikten sonra dizlerini kırıp ayakta kaldı ama boyu dizlerini kırdığından dolayı epey bir kısalmıştı.Sandalyede oturduğum için ona yukarıdan bakıyor gibiydim.

"Melek bak ben dün yanlış yaptım.Ben sana zarar vermem ki"gözlerimi kısıp yüzünü inceledim.Çok pişmandı,orası ayrı konu ama tamam affettim dersem yakamı hayatta bırakmazdı.

"Emre bak cidden sabrımı sınıyorsun .Eğer böyle yapmaya devam edersen şu ana kadar yapmadığım şeyi yaparım ve olacaklardan sorumlu olmayı geç sana olacaklardan bir gram bile vicdan azabı çekmem."

Dikkatle dinledi beni.Hafiften çatıldı kaşları.

"Ne yapacaksın ki?"masumca sorduğu soruya karşılık derin bir nefes alıp verdikten sonra cevapladım.

"Seni babama söylerim"

Evet hâlâ söylememiştim.Dün akşam söylemeyi planladığım konuyu bir nedenden ötürü sonraya bırakmıştım.Ve o bir neden benim bu gün ruhsuz olmamdaki en büyük faktördü.

Maviler deniz oldu,haşince dalgalandı.Dudaklarının kenarında ufak bir gülümseme vardı.

"Hayır söylemeyeceksin."

Kaşlarımı çattım.Ne demek söylemeyecektim.

"Bal gibi de söylerim,şimdi lütfen beni rahat bırak Emre.Bak seni bir dost olarak evet seviyorum ve bu sevginin nefrete dönüşmesi çok yakın.Yapma."

Dediğimde gözlerinde öyle bir umut parladı ki sertçe yutkundum.Zaten yorgundum bir de Emreyle uğraşmak beni ciddi anlamda çok yoruyordu.

"Sen beni dostun olarak seviyor olabilirsin ama benim sana karşı olan sevgim hiç bir zaman değişmeyecek tamam mı?"sessizce ve sakince konuşuyor gözlerinde bana beslediği sevgiyi göstermekten çekinmiyordu.

"Tamam hadi git."diyerek yerini gösterdiğimde başını sallamış kırdığı bacaklarının üzerinde yükselip "Kahveni iç ama, sevdiğinden aldım"diyerek geri geri adımlarken başımı salladım onayla.

Dershane Hocam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin