on iki

22K 1.6K 803
                                    


chase atlantic, slow down

Yarışın olduğu alana varmıştım çoktan, hava rüzgârlıydı bu işimizi daha da zorlaştıracaktı.
Gözlerim Jungkook'u ararken rüzgâr yüzüme sertçe vuruyor ve ortadan ikiye ayırdığım saçlarımın dağılmasına sebep oluyordu.

Kulağımı tırmalayan motosiklet sesini duyunca Jungkook'un geldiğini anlamıştım. Tellerle çevrili alana girmişti motoruyla.

"Vayy, ducati demek."  dedim gülümseyerek.

"Eh, burada daha iyileri vardır," demişti Jungkook. Keyifli olduğu sesinden anlaşılıyordu. Eh, tabii ki keyifli olacaktı kaç aydır beklediğimiz yarıştı bu.

"Biraz göz gezdirdim, ne ararsan var. Suziki, honda, Ducati.." dediğimde gözleri parlayan Jungkook'a alayla gülmüştüm.

"Suga, JK!" demişti bir kadın sesi. Jungkook ile aynı anda kafamızı sese doğru çevirdiğimizde Jisoo'yu görmüştük.

Giydiği bol deri pantolon, üzerinde oldukça iyi duruken belindeki gümüş zincirle tamamlanmış görünüyordu kombini. Jisoo, oldukça güzel bir kızdı.

"motosikletlerinizi seçin, yarış 10 dakikaya başlıyor." dedi gülümseyerek ve bizden uzaklaşıp diğer yarışmacıların yanına gitti.

her türlü pisliği barındıran, yarışları vazgeçilmez olan black swan'a hoş geldiniz.

"Ben sanırım Honda super blackbird ile yarışacağım. Jungkook, sen?"

"Kendi motorumla yarışacağım ben." demişti kararlı bir ses tonuyla.

"Daha iyileri var, emin misin?" dediğimde kafasını sallamıştı.

Motorlarımızı alıp piste geldiğimizde oldukça kalabalık olduğumuzu fark ettim. Pist tekin bir yerde değildi, birkaç metre solunda hemen uçurum varken yarışmak daha da güzel olacaktı.

Yarışlar gizli yapıldığı için herhangi bir kaza durumunda ambulans çağırıp yerimizi ifşa etmiyorduk. Hastaneye gidene kadar dayanamayanlarda oluyordu, bu yüzden ölen kişi sayısı fazlaydı fakat zevki de buradaydı işte.

Burası hayatıyla kumar oynamayı sevenlerin yeriydi.

Buradan daha pis mekanlar vardı, emin olun burası aralarından en iyisiydi.

Jisoo, elinde beyaz ve üzerinde siyah kuğu olan bir bayrakla ortaya çıktı.

"Kurallara sadık kalmanızı istiyorum, bir daha kimsenin canı yanmasın. Her türlü hileye açığız sadece ölmemeye dikkat edin." dedi alayla ve kahkaha sesleri yükselirken solumda ki Solar'a göz kırptı Jisoo.

Motosikletlerin kulak tırmalayacı sesleri kulağımı acıtırken yüzümü buruşturdum, motorların bu yanını sevmiyordum işte. Sağıma baktığımda Jungkook'un keyif dolu sırıtmalarını gördüm.

Sonunda Jisoo, elinde tuttuğu bayrağı indirip ıslık çaldığında bütün motorlar harekete geçmiş ve şimdi ise herkesin aklında tek bir soru vardı, bu yarışı hiç kayıp olmadan bitirebilecek miydik? 

Bozuk ve ıslak yollar, dağılmış saçlar, çığlıklar, hileler, ağıza alınmayacak küfürler...

Birkaç saniyeliğine sağıma dönüp Jungkook'a bakma fırsatım olmuştu. Sinirli gözüküyordu, diliyle dudağında ki piercingiyle oynamasından anlamıştım bunu. Oldukça odaklanmış görünüyor ve çenesini sıkıyordu, bir gün gerçekten dişlerini sıkmaktan dişleri dökülecekti.

Hızlı bir şekilde önüme döndüğümde, Jungkook'un bağırışını duymuştum.
Jackson'a sövdüğü her halinden belliydi.
Jackson.. Hayatınızda görüp görebileceğiniz en hileye hurdaya meyilli insandır.

right hereHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin