24.Bölüm

141 11 47
                                    

"Hiç aksiyon yok yaa bilinmeyen bulma derdi yok.
Birilerini araştırma yok.
Ben çok sıkıldım bi haltlar yemem lazım olmaz böyle." Dedi zeynep sıkıldığını anlatır bi biçimde.
"Zaten neler oldu anlatmadın."

Gözlerim açarak ona şaşırarak bakmıştım.

"Yuh sende kızım daha Alkın intihar etmeye kalkışalı 24 saat geçmedi. Daha ne aksiyonu arıyorsun sen anlamıyorum" dedim.
"Hem fırsat mı oldu anlatmaya. Alkının yanından ayrılamadım. Eve geldiğimde ise başım çok kötü ağırıyordu uyuyamadım bile.
Merak edeceğinizi bildiğim için yine de aradım sizi ama bilmem kaçıncı uykunuzdan gidiyorsanız artık ulaşamadım"

"Bakma sen zeynebe. Her zamanki hali biliyorsun. İstediğin zaman anlatabilirsin. Üstelemek istemedim zaten zor şeyler yaşadın ama merak etmediğimi söyleyemiycem." Dedi betül zeynebe göre daha sakin bir ses tonuyla.

Zeyneple bu kadar zıt karakter olup bu kadar iyi anlaşabilmeleri çok tuhaftı.
Belki de birbirlerinin eksik yönlerini tamamlıyorlardı.
Biri daha deli dolu. Diğeri ise sakin anlayışlı.

"Bize anlatmak ister misin ne tabi anlatacak.
Dimi canımcım elçincimcim" gözlerini kısarak baktığında sözlerindeki imayı anlamamak mümkün değildi.
Daha çok 'hemen dökülmezsen kötü olacak' der gibiydi.

"Anlatmazsam zeynep az sonra üstüme atlayacakmış gibi görünüyor.
Zaten anlatacaktım. Başka anlatacağım kim var ki zaten."
"Anonsu duyduktan sonra kendisine bir şey yapacağını düşündüm.
Okulda değilmiş hocalar aramış her yeri. İyi bağlantı kurabileceği bir yerde olmalıydı. Bundan dolayı vericinin oraya gittim.
Onu orda kayanın üstünde görünce atlayacak sandım. Gittim ordan indirdim. Konuştuk işte. Artık çok geç falan demişti ama anlamamıştım. Atlar diye düşündüm. Meğerse ben gelmeden ilaç içmiş. Böyle bi tuhaf oldu. Kalp ritmi hızlandı nefes alış verişi arttı. Sonra bi anda yığıldı yere."

"İyi de sen nerden biliyorsun kalp ritminin hızlandığını. Gözlerinle kalp ritmi ölçemeyeceğine göre yoksaa-"

"Sarıldım."
"Eğer sarılırsam kendisine bir şey yapmaz diye düşündüm. En azından atlayamaz diye düşündüm."

Betül sarıldım dediğimi duyunca yüzüne tatlı bi gülümseme gelmiş sonra hemen toplamıştı.
Muhtemelen atlayacağını düşünerek sarıldığımı bildiği içindir.

Zeynebin yüzünde ise tabiri caizse piç gülüşü vardı.

Zeynep ise yine bizi şaşırtmıştı.
"Ha yani fırsattan istifade çocuk öteki tarafa gitmesin diye sarılıp iyice kendime bağladım demiyor da."

"Zeynep!" Betülün uyarıcı ve kınayıcı bakışlarını zeynebe göndermişti.

"Tamam biraz ağır oldu farkındayım. Gelmeyin üstüme." dedi zeynep. Utanmıştı sanırım.
Zeynebe normalde utanma duygusu pek az uğrardı.

Anlıyordum aslında onun dalgaya vurmasını. Konuyu dağıtmaya çalışıyordu.
Bu ruh halimizi değişmeye çabalıyordu.
Ciddi meseleler onu bozuyordu.

"Hastanede biz gittikten sonra bir şey oldu mu peki?"

"Betül bence asıl soru daha öncesi. Alkın ne sözü verdi Elçine. Sende bunu merak etmiyor musun."

"Onu da merk ediyorum da hepsini bi anda soramadım"

"Ben o an ne yapacağımı bilememiştim. Alkını kaybedeceğim diye çok korktum.
Gözlerim doldu ağlıyordum hatta.
O da ağlama dedi bana.
Bende yanımda olacağına söz verirsen ağlamam dedim.
Sustu.
Sonrasını biliyorsunuz zaten"

"Çocuk o ara fenalık geçiriyordu nasıl cevap versin" dedi zeynep.

" O zaman ilacı içmişti. Yani söz vermesinin bi anlamı yoktu ki.
Uyanınca dedi çünkü artık yanında olabilecekti." Betülün parmak bastığı nokta çok doğruydu. Çünkü ilk benim de aklıma gelen zeynebin düşüncesiydi.

EZO | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin