1.Bölüm: KÂBUS

65K 1.8K 7.8K
                                    

Ben geldim, selam!

Sizinle  yeni bir hikayeye başlayıp burada uzun bir yolculuğa çıkmayalı uzun zaman oldu. Çok çok özlediğimi belirterek bir an önce hikayemize başlamanızı rica edeceğim. Uzun konuşmayı bölümün sonuna sakladım.

Her şeyden önce buraya geleneksel hikayeye başlama tarihinizi alalım^^

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum, fikirleriniz çok önemli✨

Keyifli okumalar!

Raign - Knocking on Heavens Door

***

"Rüyada bir uçurumun kenarından aşağı itilmek; rüyayı gören kişinin büyük üzüntü içine gireceğine, zor günler geçirip hayatının tepetaklak olacağına, uzun süre kendisine gelemeyeceğine, yalnız ve çaresiz kalacağına yorumlanır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Rüyada bir uçurumun kenarından aşağı itilmek; rüyayı gören kişinin büyük üzüntü içine gireceğine, zor günler geçirip hayatının tepetaklak olacağına, uzun süre kendisine gelemeyeceğine, yalnız ve çaresiz kalacağına yorumlanır."

Kısa bir sessizlik...

"Rüyada yılan görmek; kişinin korktuğu bazı şeylerin başına geleceğine, zor günlerin kapıda olduğuna ve güçlü düşmanlara, gizli tehditlere işaret eder. Rüyada yılanın bacağına dolanması ise sanılanın aksine iyi bir hale yorulur. Kişinin atılacak adımın ardından herkesin tanıdığı ve çok sevdiği birine dönüşeceğine, zor günlerin geride kalacağına işaret eder.

Yine de rüyada yılan gören kimse dikkatli olmalıdır. Zira yılanlar rüyada uzun zamandır korku anlamındadır. Eski Çağlar'da kâbusları korkutmak için insanlar kilden yaptıkları yılanları evlerinin kapılarına koyarlardı. Böylelikle kötü rüyaları taşıyan yılanlar, kilden yapılan yılanlar tarafından dışarıda tutulacağına inanılırdı çünkü kabuslar kişiye güçlü bir duygusal rahatsızlık veren, kötü ruhların haneye musallat olmasına yol açan büyük bir felaketti."

Telefonun tuş kilidini duyduğumda makyaj aynasından yatağıma doğru bir bakış atıp Erin'le göz göze geldim. Telefonunu yanına bırakmış öylece sırıtarak yüzüme bakıyordu.

Son bir haftadır her gece aynı rüyayla uykularım bölünüyordu. Doğrusu gördüğüm şey bir kâbustu. Her gece, yüzünü bir türlü göremediğim, aynı adam tarafından uçurumdan aşağı itilmem ve tam düşerken adamın yılana dönüşüp bacağıma sarılması yüzünden uyuyamaz olmuştum.

Tüm bunları en yakın arkadaşım Erin'e anlatmak gibi bir hataya düştüğüm için son kırk beş dakikadır internetteki önüne gelen her şeyi okuduğu için kafamın içinde saçma sapan rüya tabirleri uçuşuyordu.

"Kâbus Gözcüsü sana musallat olmuş." Erin'e, söylediklerinin saçmalık olduğunu belirten ifademle göz devirdim ama arkam dönük olduğu için o bunu göremedi. "Her gece aynı kâbusu görmenin başka açıklaması olamaz."

"Beş yaşındayken büyükannem de geç saatlere kadar oturduğumda beni böyle zırvalıklarla korkutmaya çalışırdı." Paletten aldığım nar çiçeği rengi farı göz kapağıma yedirmek için sol gözümü kapatıp fırçayı dairesel hareketlerle uygulamaya devam ettim. "Eğer uyumazsam gece cinleri gözlerimi yermiş ve sonsuza kadar uyumak zorunda kalırmışım." Zor bir çocuk olduğum için büyükannemin sık sık anlattığı korku hikâyesinden bahsederken kıkırdadım.

YOZLAŞMIŞ HARABELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin