Bölüm 25

61.5K 4.5K 1.8K
                                    


Sabah uyandığımızda kahvaltı hazırlanmıştı. Sağ olsun Menekşe abla bizim için hazırlamıştı. Bunca erkek için kalkıp sabahın köründe kahvaltı hazırlaması takdire şayandı. Kadını sevmiştim. Çetin'in aksine tatlı bir kadındı. Acaba babası nasıldı? O da tatlı bir adamsa Çetin için üzülmeye başlayabilirdim çünkü evlatlık olabilirdi. Gerçi parkta kavga ettiğim yeğeni Yunus aklıma gelince genden gelen bir gıcıklık olduğu aşikardı. Yani evlatlık olamazdı. Sonuçta oğlan dayıya çekermiş derlerdi değil mi?

Gece mutfakta zorla odama gidebilmiştim çünkü Çetin bırakmak istememişti. Hatta yatağının çok geniş ve rahat olduğunu söyleyerek benim iyiliğim(!) için davet etmişti. Tabii ki de gitmemiştim.

Mutfakta yanağı kızarmış Şükrüye gülerek bakıyordum. Gece Celil abinin yanına gittiğinde yatakta yanına uzanmış. Celil abinin haliyle ödü koptuğu için Osmanlı tokadı denilebilecek bir tokatla Şükrüyü sinek misali yere yapıştırmış. Hırsız zannettiği için bir de dövmek için kalkmış ama ışığı açınca Şükrü olduğunu gördüğünde götüne bir tekme atarak odadan kovmuş. Zavallım Şükrü ise uykulu uykulu Celil abinin kapısının önünde uyuyakalmış. Neden odasına gidip uyumadığını sorduğumda o an bir anda uyku bastırdığını ve olduğu yere çömdüğünü söylemişti. Celil abi tuvalet için sabahın köründe kapısının eşiğinde uyuyan Şükrüyü uyku sersemiyle görmediği için takılıp yere kapaklanınca onun sesine uyanmıştık. Şükrü ise Celil abiye uykusunu böldüğü için kızmıştı. Uyandıklarından beri kavga ediyorlardı.

"Ne gülüyorsun göt?" diye sordu Şükrü, yanında kıs kıs gülen Enis'e.

"Komik çünkü." dedi Enis omuzlarını silkerek.

Şükrü, Celil abiye tip tip baktı. "Seni polise vereceğim. Darp raporu alıp içeri tıktıracağım." diye söylendi.

"Oğlum gecenin bir yarısı abine kerkinmeye utanmıyorsun da bir de şikayet mi edeceksin? Bak seni ahlak masasına şikayet ederim görürsün." dedi.

"Ben de seni masaya şikayet edeceğim." diye söylendi Şükrü.

"Ne masası?"

"Ümit Besen nikah masası! Ne masası nerden bileyim ne varsa artık!" dedi Şükrü sinirle.

"Beyaz masaya şikayet et kanki." dedi Enis keyifle sırıtarak. Şükrü ona tip tip baktı.

"Hem suçlu hem güçlü." dedi Celil abi Anıl'ın yanındaki sandalyeyi çekip oturmadan önce.

"Uyurgezer olmak benim suçum mu? Vurman mı lazımdı?" diye sordu Şükrü tavırlı bir şekilde.

"Karabasan sandım."

"Azraili görsen ne yaparsın kim bilir. Ona da uçan tekme mi atacaksın?"

Celil abi ve Şükrü'nün kavgasını dinleyenler olarak keyifle sırıtıyorduk.

Aslında birazcık üzülmüştüm sonuçta bunları başına açan bizdik. Şu an tokat yemesine sebep olan da bizdik. Daha doğrusu Çetindi. Şükrüyü Celil abinin yanına Çetin göndermişti.

"Özür dilerim tamam." dedi Celil abi ve elini Şükrü'nün omzuna attı. "Küsme lan."

"Çocuğun yanağı şişmiş." dedi Anıl ters ters.

Celil abi ona döndü. "Uykumda yatağıma girerse alacağı iki şey vardı. Birini verdim işte." dedi.

"Diğeri neymiş?" diye sordu Anıl aynı ters ifadeyle.

"Bu gece sen gel göstereyim." dedi Celil abi sırıtarak. Anıl'ın çatık kaşları gevşeyip şokla bana döndüğünde omuz silktim. Çetin'in arkadaşıydı sonuçta, ne beklenirdi ki.

OĞLANCI | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin