Solcu katili diye tanıtılan bir ülkücü ona atılan iftiralar sonucunda solcularla dolu bir koğuşa mahkum düşer.
+18, cinsellik, argo ve olumsuz davranışlar vardır. İki erkeğin ilişkisini konu almaktadır.
(ara verildi)
Evet arkadaşlar bölüm isminden de anladığımız gibi bölümde +18 var...
Keyifli okumalar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
- Kunt -
Yıllarımı geçirdiğim sokağın başındaydım. Uzun zaman sonra rahat rahat içebildiğim sigarayı içime çekerken göz ucuyla benim gibi dümdüz önüne bakan adama baktım. Miralay.
"Sigara ister misin?" diye sorduğumda dalgın olduğu için irkildi ve benim gibi çekik olan gözlerini gözlerime çevirdi.
"Hayır, Kürşat anlayınca kızıyor" dediğinde kafamı salladım. Bana da kızıyordu ama sevgili tribi yemiyordum. "Aile konusunu sana söylediğimi duyunca çok kızacak bana, konuşmayacak"
O gün konuştuğumuz tek şey Cenker olmamıştı, Kürşat'ın ailesi ile konuşmak istediğini de söylemişti. Şimdi neredeydik? Yıllarımı geçirdiğim kalabalık sokakta, bugün pazar olduğu için normalden daha kalabalıktı. Belki görürüm diye bekliyordum, sadece görmek istiyordum. Fotoğraflardan değil, canlı bir şekilde.
"Kartal senin sigara içmene bir şey demiyor mu?" dediğinde göz ucuyla ona bakıp sırıttım.
"Hayır, bıraksam kendisi de içecek. Ayrıca bana ne diyebilir?" dediğimde gözlerini devirdi ve bir kaç saniye sessizliğini korudu.
"Bir şey söylese ikiletmeden yaparsın" dedi muzipçe sırıtarak. "Evet yaparım ama bunun çekinmekle ne alakası var?"
"Çekiniyorsun, sen farketmesende" dediğinde onu dinledim sadece. Çekinmiyordum, değer verdiğim için kırmak istemiyordum sadece. "Kaç yaş büyüktü senden?" diye sorduğunda dudaklarımı yaladım.
"Üç" dedim bakışlarımı tekrar camdan dışarı çevirirken.
"Anaaa" diye bağırdığında kaşlarımı çatıp ters ters ona baktım. "Bebesin la sen daha"
"Sen de abimden küçüksün amına koduğum" diye kızdığımda surat ifademe bakıp büyük bir kahkaha attı. Yanağımdan makas aldığında eline vurdum. "Ben abinden bir yaş büyüyüm yavvru kurdum" dedi kelimeleri uzata uzata.
Tam cevap vereceğim sırada pazar arabasını çeken kısa, uzun simsiyah saçlı kadını görmemle dudaklarım aralandı. Arkasından poşetlerin dolu olduğu koca arabayı çekmeye çalışıyordu, küçücük kalmıştı.
Sırtımı koltuktan ayırıp daha iyi görebilmek için cama yaklaştım, bir an pazar arabası kaldırıma takılınca sendeledi. Kalkmamak için koltuğun derisini avuç içimde sıktım.
Yıllardır canlı bir şekilde göremediğim yüzü karşımdaydı, camı aralasam kokusunu duyacaktım sanki.
"Anne" diye mırıldandım istemsizce, yıllar sonra ağzımdan çıkan kelime bir refleks gibiydi.
