18.BÖLÜM

38.5K 3.5K 1.7K
                                    

Rüzgâr...

Şiddetli bir patlamanın ardında bıraktığı gri dumanları anımsatan, doğmak üzere olan güneşi arkasına almış bir şekilde gökyüzüne inci gibi dizilen bulutlarda takılı kaldı gözlerim. Güneşin yaydığı kızıllık insana huzur verse de, büyük patlamayı yaşamış ve içinde biriktirdiği tüm bilinmezlikleri dışa vurmuş gibiydi gökyüzü. Tıpkı benim gibi!

Son bir kaç saatte yaşadıklarım da bende tam olarak bu etkiyi yaratmıştı. Şeker'in sorgu odasında yaşadıkları, gördüklerim ve bana hissettirdikleri... İşte tüm bunlar içimde sakladığım, gün yüzüne çıkaramadığım tüm duyguların büyük patlamasıydı.

Daha önce bir çok kez yardımına başvurduğum, yakın arkadaşım olan Savaş'ın telefonuyla emniyete gitmiştim. Savaş'la en son, Şeker hastaneye ilk geldiğinde onun kimliğini tespit etmesi ve adresini bana bulması için yardım istediğimde görüşmüştük. Bugün yine Şeker nedeniyle beni aradığı sırada, deli gibi Şeker'i arıyordum. Koray'la ikisini kafe de son derece samimi bir şekilde gördüğümde, kendi içimde verdiğim mücadeleye yenik düşüp yanlarına gitmiştim. Gitmemeliydim. Şeker'in panikleyeceğini bile bile yanlarına gitmemeliydim ama kafamı kurcalayan şeylerin cevabına ihtiyacım vardı.

Evet, merak ediyordum. Şeker beni arayacağını söylediği halde neden aramayıp Koray'la buluşmuştu? Daha önemlisi Koray bana neden Şeker'le beraber olduğunu söylemeyip evde olduğunu söylemişti? Üstelik Koray geldiğinde Şeker'e öyle bir sarılmıştı ki, sarılırken öyle anlamlı bakmıştı ki Şeker'e... Zihnimde beliren tüm senaryolara cevap almak için gitmiştim yanlarına.

Tüm gün Şeker'i takip etmiştim. İş ararken hangi dükkana girdi, kaç dakika zaman geçirdi ve neler yaşadı kendimi göstermeden hepsine şahit olmuştum. Bazı durumlarda müdahale etmek bile istemiştim ama yapmadım. Şeker'in onu takip ettiğimi anlamasını istemedim. Şeker'i takip ettim ama bunu yaparken neden yaptığımı bilmiyordum. Ancak emniyette yaşadığım o büyük patlamadan sonra şimdi çok daha iyi anlıyorum.

Şeker benim için sıradan bir hastadan çok farklıydı. Evet hastalarımın hepsi benim için çok değerliydi ancak, bu güne kadar hiç bir hastamın peşine düşüp saatlerce takip etmemiştim. Hiç birini deli gibi merak etmemiştim bu güne kadar. Hiç birinin gözlerine bakarken içimden bir şeylerin koptuğunu hissetmemiştim. Sadece yardımıma ihtiyacı olan hastalardı onlar benim için. Günlerdir, Şeker'i diğer hastalarımdan farklı kılan şey ne diye düşünüyor, bir türlü doğru cevabı bulamıyordum. Ya da aklıma gelen cevaplara ihtimal vermiyordum.

Merhamet duygusu muydu Şeker'e karşı hissettiğim? Kimsesizliği miydi beni ona bu denli yönlendiren? Yoksa hasatalığının boyutu muydu beni böylesine endişelendiren?

Evet bunlar da vardı ama, asıl sebep çok daha farklıydı. Şeker'in bendeki yeri tüm bunların üzerinde, bambaşka bir boyuttaydı. Anlamıştım artık. Anlamıştım ama, Koray'la ikisini son derece samimi bir şeklide gördüğüm gün anlamıştım. Bu da benim bu hayattaki şansımın bir göstergesiydi sanırım.

Şeker yanımızdan ayrıldıktan sonra, Koray'la bir süre havadan sudan sohbet etmiştik. Alakasız konulardan sohbet açıyor, saçma sapan cümleler kurup sinirlerimi bozuyordu. Fazlasıyla gergin ve panik halindeydi. Koray'ın benden bir şeyler gizlediğini görmek canımı sıkmıştı. İlk kez bana yalan söylediğine şahit oluyordum. Şeker'le aralarında duygusal bir şeyler vardı bunu anlamıştım. Anlamadığım şey; bunu benden gizliyor olmasıydı. Bu konuda Koray'a tek bir şey sormadım. Kendisinin söylemesini bekledim ama hiçbir şey söylemedi.

Bir süre Koray'la birlikte oturduktan sonra kafeden ayrıldık. Eve gidip duş aldıktan sonra, bahçeye çıkıp biraz hava almak istedim. Saat biraz geç olmuştu ama benim hiç uykum yoktu. Kafamın içindekilerle büyük bir mücadele içerisindeydim. Şeker ve Koray... Şeker'in benimle tanıştırmamak için türlü bahaneler uydurduğu sevgilisi Koray. Benim en yakın dostum olan Koray...

FÜGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin