Kırk Beşinci Bölüm

104K 8.1K 1.9K
                                    

Selamlar, nasıl özledim bir bilseniz...

Keyifli vakitler. Oy vermeyi unutmayın. Satır araları boş kalmasın lütfen, yorumlarınızı acayip özledim ♡

Okuduğunuz saat ve tarihi not düşer misiniz?

Okuduğunuz saat ve tarihi not düşer misiniz?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Alev alev yanıyordum, yanıyordu. Ateş misali yanan dudaklarının dokunduğu, öptüğü, sevdiği her noktam cayır cayırdı.

Parmak uçlarımın altındaki kemikli yüz hattı kaskatıydı. Yeni yeşeren sakalların arasına parmaklarımı hafifçe sürttüm. Alt dudağımı çevreleyen dudakların baskısı arttı.

Tenlerimiz arasındaki boşluğa bile tahammülü yokmuş gibiydi. Dudaklarımda hüküm süren sıcak dokunuşları aklımı yitirmeme sebep olacakmış gibi hissediyordum.

Bel oyuntumu çevreleyen büyük avuçlar yakınlaşmamızın verdiği hararetle bazen tenime gömülüyor, uzun parmaklarının altında kıvranan tenime izler bırakıyordu.

Beline sardığım bacağımı gevşettiğimde birbirine yaslanmış hâlde duran gövdelerimiz arasında küçük bir boşluk meydana geldi ancak Savaş bundan hoşlanmamış olacak elini belimin arkasına çıkardı ve yeniden bedenlerimizin birleşmesini sağladı.

Saçlarının arasında dans eden parmaklarımı ensesine doğru kaydırdım. Avuç içlerim ateş misali yanan tenindeki nemi emerken nefeslenmek için birbirinden uzaklaşan dudaklarımızla kirpiklerim yavaşça aralandı.

Savaş'ın eladan çok siyaha yaklaşan gözbebekleri yüzümün her zerresinde özenle geziniyordu. Saçları dağılmış, dudakları şişmişti.

Baş parmağıyla üzerine birer köz konmuşcasına yanan yanağımı nazikçe okşadı. "Çok güzelsin Asu," hırıltılı ve boğuk çıkan sesiyle karnım kasıldı.

Dudakları kızarmıştı ve çok öpülesi bir görüntü sunuyordu. Onu öpmeye asla doyamıyordum.

Kirpiklerinin çevrelediği gözleri kısıkça aralanmış, koyu yeşilin ve toprağı andıran sıcak kahvenin hüküm sürdüğü ela gözbebekleri dudaklarının sevdiği yüzümün her köşesinde soluklandı.

"Bütün yorgunluklarımı alabilecek kadar güzelsin,"

Kalın dudaklardan dökülen kelimelerin hissettirdikleriyle başa çıkmak hiç kolay olmadı.

Kalbimde çıkardığı savaştan bir haberdi.

Yüzümde aydınlık bir gülümseme oluştu. "Öyle güzel bakıyorsun ki bana," deyip iç çektim. "Dengem bozuluyor. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi çarpıyor."

Kaburgalarımı çatlatacak kuvvette çarpıyor bazen. Savaş'ın sevgisine mağlup olduğum gün kalbim ona esir düşmüştü.

Dudaklarımın kenarına yaslanan kalın dudaklar ve içimi eritecek kuvvetteki sıcak öpüşüyle gözlerimi kapattım. "Seni çok seviyorum gözbebeğim," genizden gelen etkileyici sesiyle kirpiklerim titredi.

155 POLİSİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin