28. Bölüm~'Güneşten Daha Sıcak'

894 68 68
                                    

Yaşayan kim? Belki testereli kişilerden birisi olabilir, belki Kenan'da olabilir. Ama eğer Kenan değilse bu sefer tamamen kurtulduk demektir...

Arabadaki radyoyu kapatıp eve vardık. İlk defa eve üzerimde yorgunluk olmadan geliyordum, Esin'in meşhur kahve mekanı sayesinde. Ama radyodaki haber beni iyice tedirgin etmişti.

Esin ise sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu biliyordum, birazcık huzur istiyordu bunun farkındaydım ama bunların bütün suçlusu o! Kardelen'in vurulduğu an aklımdan hiç çıkmıyordu, Esin hiç acımadan delirmiş gibi ona kurşunlarını yağdırdı.

Esin odamda pencere kenarına geçti, dışarıyı izliyordu. Ben ise mutfağa kahve yapmaya gitmiştim. Yaklaşık beş dakikada kahveleri hazırladıktan sonra odama çıktım, Eşin hâlâ pencerenin orada dışarıya yüzü asık bir şekilde bakıyordu.

- Ne oldu Esin?

- Bütün bunların suçlusu benim Damla, sende bunun farkındasın. Benim teslim olmam gerekiyor.

- Saçmalama Esin! O gece kendinde değildin, sadece beni korumaya çalıştın. Sen pes edemezsin!

- Yoruldum Damla, bazen ne kadar çabalasak da pes etmemiz gerektiğini anlıyoruz.

- Esin, biz edemeyiz!

Tam o sırada cebimdeki telefon titremeye başladı. Telefonumu çıkardım ve ekranını açtım. Arayan Egemen'di, hemen sağa kaydırarak açtım.

- Alo, efendim Egemen?

- Damla, bu Kenan bizi nereden bulsuysa gelmiş bana herkezin önünde tehditler savuruyor. Omzunda bir yara izi var ve sizden bahsediyordu. Siz ne olduğunu biliyor musunuz?

Tam Egemen'e o gece yaşananları söyleyecektim ki Esin el kol hareketi yaparak söylemememi istedi.

- Hayır, biz birşey bilmiyoruz.

- Tamam, dikkatli olun. Bu delinin ne yapacağı belli olmaz.

- Tamam, ha bu arada Maraz nasıl?

- Yarın taburcu oluyor, ziyarete gideriz üçümüz.

- Çok sevindim. Tamam o zaman yarın görüşürüz.

Maraz'ın iyileşmesi ve taburcu olması ikimizide sevindirmişti.  Ama sonra aklımıza yaşayan kişinin Kenan olduğunu duyduğumuzda ikimizde birbirimize bakıp donakalmıştık.

- Damla, bu Kenan buraya gelmez dimi?

- Orasını da sen düşün Esin.

- Ya Damla, bu gelir buraya bak ciddiyim!

- Ne yapalım Esin? Sen yaptın?

- Az önce teslim olcam dediğimde yüzünün halini unutmuyorum ama!

- Esin!!!

Biz böyle ses tonumuzu yükseltip tartışmamıza başlarken Odamın penceresine atılan bir taş, susmamıza neden olmuştu.

- O neydi?

- Ne bileyim Esin, yavaşça bir bak aşağıya.

Esin, dediğim talimatı yaparak pencereden aşağıya baktı. Sonra hemen kafasını çevirerek bana korku içinde baktı

- Damla...

- Ne gördün?

- Kenan ve testereli kişiler!

Başka birşey düşünsek olacaktı. Kenan'dan bahsederken Kenan'ın gelmesi hiç ama hiç iyi olmamıştı. Kenan, dışarıdan bize tehditkâr şekilde seslenmeye başladı.

Kusursuz OkulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin