Kırk Yedinci Bölüm

71.8K 7.6K 2K
                                    

Selam nasılsınız?

Keyifli okumalar diliyorum.. kaos perilerim ilk buraya el attı, haberiniz olsun <3

 kaos perilerim ilk buraya el attı, haberiniz olsun <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

Elleri kemerine gidince gözlerimi hızlıca kaçırdım. "Ben çıksaydım," dedim kızgınlıkla.

Resmen gözümün önünde soyunacaktı. Bu kadar edepsiz olunmazdı canım.

Güzel gülüşüyle, "Kalabilirsin benim için sıkıntı yok. Evlilik provası olur bizim için." dedi zerre utanmadan.

Genellikle utanan ben oluyordum. Savaş'ın o taraklarda pek bezi yoktu.

Sinirlerim gerildi. Gözlerimden ateşler çıkarak ona döndüğümde ellerini iki yandan kemerine koymuş, yüzündeki etkileyici gülümsemesiyle beni seyrediyordu.

Neyse ki soyunmamıştı.

Üniforması hâlâ üzerindeydi. Beni sinirlendirmek için yaptığını anladım. Bundan zevk aldığı su götürmez bir gerçekti.

"Bir kapı ötemizde annen var Savaş. Gerçekten nasıl bu kadar utanmaz arlanmaz bir adam oluyorsun, şaşırıyorum. Pardon artık şaşırmıyorum. Çünkü sürekli edepsizlik hâlindesin, alıştım."

Başını sol omzuna doğru yatırdı. Siyah kirpikleri birbirine iyice yanaştığında kaşlarımı çattım. Ela gözleri birer yıldız gibi parlarken işim hiç kolay değildi.

Hayır Asu, seni ağına düşürmeye çalışıyor hep yaptığı gibi. Sakın kanma.

Kalbim benimle aynı fikirde değildi, hemen bir çarpıntı havasına girmişti. Telkinlerim boşa çıkmak üzereydi.

Dudaklarını ıslattı. "Utanmaz arlanmaz demek ha," dedi beni tekrarlayarak. "Çok ayıp. Biz sevgilimize iltifat edelim o bize küfretsin."

Küçük tiyatrosuna katılmayı es geçerek odadan çıkmak üzere kapıya yollandım.

Annesine rezil olmak istemiyordum. Zaten aramız limoniydi.

"Üzgünüm buradan ekmek çıkmaz sana," kapı kulpuna elimi atıp devam ettim. "Acele et, yemek yiyeceğiz,"

"Emredersin," derken eğlendiği sesinin tonundan belli oluyordu.

Kapıyı arkamdan kapattığımda yüzüme ılık ılık yayılan gülümsemeyi engelleyemedim.

Benim mutluluk sebebimdi bu adam.

Onu odada bırakıp mutfağa çevirdim adımlarımı. Nagihan Hanımın konuşmasını duyunca adım atmayı bıraktım. Telefondaydı muhtemelen.

"Birlikte yemek yiyeceğiz şimdi. Kendisi davet etti." konuşmayı dinlememin doğru olmadığına kanaat getirdim.

Salona geçeceğim sırada vedalaşarak konuşmayı sonlandırdı. Hafif bir öksürükle varlığımı belli etmiş öylece mutfağa girmiştim.

155 POLİSİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin