YAVAŞ ADIMLAR

780 53 108
                                    

Tansel' in anlatımı...

Bu kızı başıma bela etmişti Derin. Ya gerçekten hiçbir şey bilmiyordu ya da çok iyi salağa yatıyordu.Resmen çocuk bakıcısına dönmüştüm. Küçük hanımın önüne yemek getiriyor, kaldırıyordum.Çatal bıçak kullanmayı bilmiyordu.Bir kez çorba tenceresini getir en azından demiştim ve sonuç ellerini yakmıştı. Böyle yaptıkça numara yaptığına inancım artıyordu.Sapları varken gövdesinden tutmak normal değildi.Sonra da eli yanıp yere atmıştı.O sinirle bağırdım. Mutfak çorba içinde kalmıştı.Başıma iş aşmaktan başka bir halta yaramıyordu. Dudağını büze büze ağlayınca içim sızlamış ellerini suya tutmuştum.Ellerine krem sürdüğümde tuhaf tuhaf yüzüme bakıyordu.O an vicdan azabım gitmiş şüphelerim geri gelmişti.Her hareketimi dikkatle izliyordu.

Doğa İlke için bir kaç eşofman almıştı.Geçen gün gelip banyo yaptırdı.Banyo yapmayı bile bilmiyordu.Bilmediğini yıkanmasını söylediğimde banyodan ıslak kıyafetleri ile çıktığında öğrenmiştim.Üzerini çıkarmasını söylediğimde önce ' Halid kızar. ' demişti. Sonra ise ' Kızlar kıyafet çıkarmaz. ' demişti. Yine şüphelenmiştim. Burnum kanayınca çok rahat çıkarmıştı oysa.İkilemler arasında bırakacak davranışlar sergiliyordu.

İlk kez birini çözemiyordum. Hareketleri tutarsızdı. En azından Türkçe biliyordu ve iyi konuşuyordu. Gerçi altı dil biliyordum her türlü anlaşırdık ama yine de iyi olmuştu.Tabi iyi Türkçe konuşması ve onunla genellikle Türkçe konuşulmuş olması, yıllarca onlarla yaşamasına rağmen şivesi bile olmaması ilginçti.Sanki biri kasten bunun için uğraşmıştı.Kafamda teoriler bir bir beliriyordu ama hiç biri kesin değildi.En iyisi hareketlerini gözlemlemeye devam etmekti.

Ona alt kattaki misafir odasını verdim.Kaçmayı ya da dışarı çıkmayı denerse işi kolay olsun diye düşünmüştüm. Uyku problemi yaşadığımı bilmiyordu. Beni uyuyor zannedip çıkmayı deneyecek mi diye tetikteydim. Bugüne kadar denememişti.

Doğa banyo yapmayı ve diş fırçalamayı saç taramayı öğretmişti.Kızıl saçları oldukça uzundu ve tarağın acıttığını söyleyip taramaya yanaşmıyordu.Bir şeyi öğrenmesi yetmiyordu.Beş yaşında bir çocuk gibi inat ediyordu yapmamak için.

Bugün hava yağmurluydu. Yine odama çıkmıştım ama gök gürültüsü nedeniyle ayak sesini duyamazsam diye camdan kapının önünü kontrol ediyordum ve birden kapım açıldı.Aniden o yöne döndüm.İlke minik bir kız çocuğu gibi korkuyla bana baktı.

' Ne oldu?' diye sorarken ona bakıyordum. Ayağında bir şey yoktu.Ayak sesi olmaması için mi giymemişti? Yoksa buraya beni öldürmek için mi gelmişti?ters ters baktığımda konuştu.

' Burada yatabilir miyim?'

Konuyu değiştiriyor gibiydi. Amacı neydi acaba?

' Yatağın mı rahat değil? '

Ona bahane veriyordum.

' Hayır. Rahat. Çok rahat. Ama gökyüzü Halid gibi bu gece. '

' Nasıl yani?'

' Çok bağırıyor. Lütfen içeri girebilir miyim?'

Kafamı salladığımda içeri girip kapıyı kapattı. Geçip yatağıma uzandı.

' Haberin olsun o gökgürültüsü ve sesi burayada geliyor. '

' Ama burada sen varsın. Beni korursun. '

Bu kız bir şeyin peşindeydi yoksa tanımadığı birine bu kadar yakınında olmak isteyemezdi.Üstelik gökyüzünü bilen gökgürültüsüde bilirdi.Hem yıllarca orada kaldıysa her defasında birinin yanına mı gitmişti? Benim gerçekten onu bir doğa olayından koruyacağıma inanıyor olamazdı. Neydim ben, Süpermen mi?

İLKEL AŞK ( KISA HİKAYE) Where stories live. Discover now