♣️ 13. Bölüm - ONUN GÖZLERİ ♣️

29.3K 1K 251
                                    

Multimedya: Yusuf Özerk

Selam güzel okuyucularım. Nasılsınız?

Okuduğunuz tarihi alabilir miyim?

Yaptığım çok güzel bir hafta tatil sona buldu ve şuan evime dönüyorum. Yapacak en güzel iş bölüm yazmak deyip sizinle buluşmak istedim🤍

Lewis Capaldi'nin 'Bruises' parçası 🔖

Yusuf'un içindekileri hissederek dinleyiniz..

Türkçe anlamına da bakmanızı tavsiye ederim.

Keyifli okumalar diliyorum..

Ali'nin söylediği sözün etkisinde kalmıştım ki kalbimin acıdığını hissettim. Yusuf ile beraberken bana hep yenge derdi bu da Yusuf'un çok hoşuna giderdi. Gönlü olsun diye sesimi ara sıra çıkarmaz, tebessüm etmekle yetinirdim fakat bu sefer ki çok farklıydı.

Onun olan hiç bir şeyde olmak istemiyordum, onu istemiyordum..

Yavaşça yutkunurken gözlerim kapandı. Ali zorla değil benimde onu sevdiğimi sanıyordu, Bevan Bey böyle bilmesini istemişti. Şüphelenmemesi için gülümserken Beril farketmiş olacaktı ki "biraz dolaşalım mı, abla kardeş?" değince olumlu anlamda hızla kafamı salladım. Beni kurtarmış olmasının verdiği mutlulukla ayağa kalktım. Küçük dükkandan çıkıp dışarı ilerlerken Beril de peşimden geliyordu. Az ileride yürümemle birlikte derin nefesler alıyor kaderime göz yumuyor olmamın getirdiği korkuyu bütün benliğime işliyordum.

Koyda ilerlerken gördüğüm banka vücuduma yüklenen yorgunluk ile dayandığımda düşecek gibi olduğum zaman Beril kolumdan tuttu. Yavaş hareketler ile banka oturtmuş, yanıma yerleşerek elimi tutmuştu. Göz pınarlarımı o kadar zorluyordum ki yaş gelmemesi için, bütün gücümü kullanıyordum.

Derin bir nefes alarak özleyeceğim kum kokusunu içime çektiğimde Beril:

"Zorunda değilsin."

dediğinde hiç bir şey söylemedim. 'Annen gitmem için elinden geleni yapıyor, hayatımı onlara teslim ediyor.' diyemezdim, teyzeme bunu yapamazdım.

Ne de olsa ailesi ölen çocuklar yetimhaneye götürülürken teyzem beni kabul etmişti..

Son damlama gelmemle gözlerimden yaşlar akarken Beril beklemediğim bir anda elini başımdan geçirip kendisine çekince sıkıca beline ellerimi sardım.

Kalbinin attığı her saniye ona daha çok bağlanıyor, içine gömülmek istiyordum.

Beril hiç sıkılmadan kendisine daha çok çekiyor, başımı okşuyordu. O kadar güvenli ve huzurlu hissediyordum ki bir an bitmemesini ummuştum.

Yusuf bir saniye aklımdan çıkmıyor, onu kaybetme korkusu her tarafımı esir alıyordu. Onu istiyordum, şuan onun kalbinde dinlenmek istiyordum..

"Ara istersen."

kulağımı dolduran narin sese karşılık ne diyeceğimi bilmiyordum.

"İhtiyacın var ise ara."

Yusuf için konuştuğunu biliyordum. Hiç bir şey diyememek o kadar can yakıyordu ki, çaresizliği son seviyesine kadar hissettiriyordu.

Çaresizlikten nefret ediyordum...

Beril'den ayrılıp parmaklarımın tersiyle gözyaşlarımı sildim. Derin bir nefes alıp cebimde olan telefonumu çıkardım. Beril bana tebessüm ederek bakıyordu. Rehberden ismini bulduğum halde son dakika elim arama düğmesine değememişti. Parmağımın titrediğini hissederken Beril elimi tutup, ona bakmamı sağladı. Kırmızılaşmış gözlerimi üzerine uzattığımda hala tebessüm etmesi içime hoşnutluk hissi vermişti.

Elemkârâne Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin