Elli İkinci Bölüm

124K 8K 1.6K
                                    

Selamlar, nasılsınız?

Okuduğunuz saat ve tarihi not eder misiniz?

Okuduğunuz saat ve tarihi not eder misiniz?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

"Hayır," dedi kulağımın altındaki noktaya dudaklarını usulca bastırıp çekerken. "Kendi nabzımı yokluyorum. Sana sarılınca kalbim yeniden atmaya başladı."

Kalp atışlarım dışarıdan duyulacak kadar sert vuruşlar yaparak kaburgalarıma ağır darbeler atmaya başlamıştı. 

Kalbim yeniden atmaya başladı, sözleri tekrar tekrar yankılandı zihnimin boş koridorlarında.

Bu kadar çok mu seviliyorum? Bu soruyu sordurtmuştu bana. Her şeye rağmen bu kadar çok mu seviliyorum?

Bir adam giriyor hayatınıza ve tek bir lafıyla lâl ediyor sizi. Çok tuhaftı gerçekten. Savaş'a kadar ilişkilere zerre inancım yoktu halbuki. Bir de ilk görüşte olanına asla… 

İsminin hakkını vermiş beni aklım ve kalbim arasında bir savaşa sokmuştu. Kabullenmemek için dirensemde sonunda kazanan kalbim olmuştu. Kalbim onun olmuştu. 

Yüzümü gizlediğim boyun girintisinden çıkararak başımı geriye çektim. Kuyuyu andıran derin bakışları üzerimdeydi, hep olduğu gibi. 

Yüzlerimizi hizalayarak, "Sen var ya," dedim hayretler içerisinde kalarak. "Polis olmasaydın kesinlikle laf cambazı olurmuşsun. Ağzının bu kadar iyi laf yapması adil değil. Benim bu kadar kolay etkilenmem de normal değil."

Dilini dudaklarının üzerinde dolaştırdı. Kalın, kırmızı dudakları dilinin bıraktığı ıslaklıkla hafif parlamaya başlamıştı.

Boğazım kurur gibi olunca yutkundum. Ne oluyordu durduk yere.

Gözlerini yavaşça kaymaması gereken yerlerden çek Asu. Şimdi sırası mıydı cidden?

"Ağzımın hünerlerini yalnızca sana sunuyorum. Sana kadarım, biliyorsun." dedi genizden gelen erkeksi ses tonuyla.

Başımı öyle mi dercesine imayla salladım. "Buna rağmen tanıştığımızdan bu yana üç tane platoniğinle uğraşmak zorunda kaldım,"

"Asla unutmuyorsun," dedi gülüşünün etkisiyle dudaklarının kenarları kırışırken. Parmak uçlarım o kısımlara dokunma dürtüsüyle karıncalanmaya başlamıştı. 

Burnumu havaya diktim. "Unutmam canım," dedim alayla. "Hatırladıkça seni de rahat bırakmam."

Kirpikleri birbirine yanaştı, gözleri yavaşça kısıldı. "Seni polis memurunu tehditten tutuklayayım mı?"

"Kalbimi tutuklamışsın zaten," diye homurdandım. "Daha ne istiyorsun?"

Onunla böyle tatlı atışmalarımızı özlemiştim.

155 POLİSİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin