4. Unutmadım Aklımdasın

3.2K 172 10
                                    

#Zeynep#

Arabadan sinirle çıkıp bana çarpan arabanın yanına gidiyorum. Arabanın camına tıklatıp;

-Arabadan inmeyi düşünüyor musun? Diye soruyorum sinirle.

Kendimi boya reklamı izliyormuş hissi verecek kadar renkli suratlı kadın zahmet edip arabadan iniyor. Ağzını yaya yaya konuşarak;

-Tatlım işim var beni meşgul etme deyip adeta gözümün içine sokarak bir kartvizit uzatıyor ve;

-Arabanı yaptır bu adrese faturayı yollarsın diyor.

Bende kartviziti elime alıp buruşturup geçmeyen sinirimle;

-Önce senin ehliyetinin elinden alınması lazım bence, daha araba kullanmayı bilmiyorsun, düz yolda süremiyorsun geri zekalı! Diyorum.

-Sana mı soracağım arabayı kullanıp kullanamadığımı! İşim var dedim değil mi, neden meşgul ediyorsun?! Diyor o muşmula yüzünü buruşturup.

Resmen kendi içimde kavga çıkarmamak için savaş veriyorum.

-Kesin işin vardır embesil, zekasız diyorum sessizce.

Burnunun ucundaki güneş gözlüklerinin arkasından bana bakıp;

-Anlamadım tatlım ne dedin? diyor.

Başımı iki yana sallayıp;

-Boş ver anlamanı beklemiyorum zaten deyip sinirle arabaya biniyorum.

Sinirle kafeye geliyorum. Her şeyin yolunda olduğunu görünce eve çıkıyorum. Yarın arabayı tamire götürmeliyim. Allah'tan çok fazla bir şey yok. Sadece sol arka far kırılmış. Aklıma geldikçe sinirleniyorum. Sinirli olduğum zamanlarda yaptığım gibi kurabiye hamuru yoğuruyorum ve sevgi kurabiyeleri yapmaya başlıyorum. Çiçek, kalp ve kelebek şeklinde yaptığım için ismi sevgi kurabiyesi olarak kaldı. Kurabiyeler pişince kendime kahve hazırlayıp tabağa birkaç tane kurabiye koyup terasa çıkıyorum. Bahçe salıncağına oturup İstanbul'un o harika boğaz manzarasını izlemeye başlıyorum. İstanbul'a ilk geldiğimde onu bulmak için çok uğraşmıştım, belki karşılaşırız diye ummuştum. Fakat olmadı. Dedelerimiz birbirlerini tanıyordu ama maalesef dedem vefat edince bağlarımız kopmuştu. Birlikte tek bir yaz tatili geçirmiştik. Ama benim hayatımın en güzel tatili olmuştu. Üzerinden yıllar geçti. Serra haklıdır belki de... Belki beni hatırlamıyordur bile. Belki de hiç karşılaşmayacağız.. Masanın üzerinde duran eski kutuyu elime alıp kapağını açıyorum. O yazdan kalan bir tane kurumuş frezya, ufak bir kağıtta yazılı birkaç kelime, fotoğraflar... Aslında ondan geldiğine inandığım bir sürü anlamlı çiçeklerle dolu evim. Benim için özel olan hiçbir günü atlamadan gelen çiçekler... Kendi gelmese de çiçekleri geliyor. Gelmemesinin ya da gelememesinin sebebi, sebepleri neler bilmiyorum. Bir gün gelecek mi bilmiyorum, ne düşünüyor, bu şekilde davranarak neyi amaçlıyor bunları düşündükçe kafam allak bullak oluyor ya da öyle davranarak "Seni unutmadım, aklımdasın" mı demek istiyor?

Kafamı kaldırıp gökyüzüne bakıyorum. Derin bir nefes alıp yıldızları izlemeye başlıyorum. Daha sonrada;

"Sen de beni, benim seni düşündüğüm gibi düşünüyor musun? Neredesin, neler yapıyorsun acaba? Bana beklememi söyleyip gittin lütfen gel artık"

diyorum..

Beni UnutmaWhere stories live. Discover now