Bölüm 38

42.4K 2.8K 1K
                                    

Şükrü'den...

Annemin zorla elime tutuşturduğu naneli şekeri cebime sıkıştırırken bimden aldığım kulaklığımı kulağıma taktım. Grahambel ebesinin ruhunu koyup yaptığı icadına çin malı kulaklığı taktığımı görseydi sanırım baz istasyonunu götüme sokardı. Fakat asıl sorun fakir bir öğrenci olmam değildi. Asıl sorun dün yediğim bol sarımsaklı mantı yüzünden ağzımın kokmasıydı. Annem inatla naneli şeker yememi söylese de pek umursamıyordum. Bir elin parmağını geçemeyecek kadar kızın olduğu bir okuldaydım. Bir kızla öpüşmeyeceksem neden ağzımı kokmasını umursayacaktım ki? Dişlerimi fırçalamıştım hem, bu yeterliydi.

İnternet paketimin son günüydü. Sil süpür internetten günlük her yöne yüz dakika hediyesi gelse ne olurdu manitam olmadıktan sonra? Geçenlerde bin sms hediye gelmişti ve sırf boşa gitmesin diye hemen hemen herkese mesaj atmıştım. Agalarım bu durumuma alışkın olduğu için küfür etmek dışında bir şey yapmasalar da Çetin abi bana Elon Musk misali yaratıcılıkla bir dolu tehditli küfür sıraladığında onuncu mesajdan sonra özür dileyerek usulca uzaklaşmıştım ondan. Celil abi ilk yirmi sekiz mesajda beni görmezden gelirken yirmi dokuzuncuda engeli basmıştı. Bu kadar sabretmesine bile şaşırmıştım.

Durakta beklerken ilk dersin başlamasını umursamıyordum.

Hocam erken kalkmayı sevmediğim için derse geç geliyorum alınmadınız di mi?

Eski radyo misali cızırtılı kulaklığımda dinlediğim müziğe bir ses daha eklendiğinde omzumu dürten şey ile kafamı çevirdim. Orta yaşlarda bir kadın ağzını oynatıyordu. Kulaklığımın tekini çıkardım.

"Pardon rahatsız ediyorum ama E9 buradan geçer mi? Geçer dediler de yarım saattir bekliyorum." dedi. Elinde bavulu vardı.

"Yok abla geçmez." dedim kendimden emin bir şekilde.

"Hadi ya. Geç geliyor ama geçiyor demişlerdi. Neyse teşekkür ederim." dedi kadın ve yola yaklaşıp bir taksi durdurdu.

Kadın tam taksiye binip kapısını kapattığı an arkadan otobüs yanaştı. Otobüsün üst kısmına baktığımda E9 yazdığını gördüm. Kadın taksiyle binerken fark etmemişti ama sonradan sanırım dikiz aynasından arkayı görmüştü çünkü uçan domuz görmüş gibi kalmıştı. Taksici ise havaalanına yolcu bulduğu için Akasya Durağı Sinan misali gaza basmıştı bile. Kafamı yana çevirip yaşlı teyzeyle göz göze geldim. Az önceki konuşmamıza şahit olmuştu. Bir bana bir de otobüse baktı tip tip.

Gerginlikle sırıttım. "Geçiyormuş meğer." dedim.

Ters ters bakıp önüne döndü. Sanki beyaz masayım ben nereden bileyim otobüs hatlarını?

Biraz sonra otobüs geldiğinde teyzeyle aynı anda bindik. Arkadan bir kadın kartını bastığında yetersiz bakiye diye bir ses çıktı.

"İsterseniz basayım size?" diye teklifte bulunduğumda şoför de dahil yolcular bana üzerinde 'itiniz' yazan dükkan kapısını kendime çekmişim gibi bakıyordu.

"Terbiyesiz." diye söylendi teyze.

Tip tip baktım. "İnsanlık yapalım dedik terbiyesizlikle ne alakası var teyze?" dedim. "Tabii kimse sana basmamıştır şu zamana kadar kıskandın."

"Püü had bilmez terbiyesiz!" diyerek çantasını kaldırıp koluma geçirince yüzümü buruşturdum acıyla.

"Teyze ölmüş kocanı mı soktun çantana?" dedim acıyla kolumu ovarken.

"Kardeşim hadi ilerle."

Şoför olaya el atınca arkamdan söven teyzeyi geride bırakarak arka boş koltuklara ilerledim.

OĞLANCI | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin