Öpte barışalım demesiyle çalmaya başlamış olan telefonumu 'sana küsüyormuşum demek ki ' demesine gülümserken açtım.
"Mardini."dedi Eren.
Yüzümde ki tebessüm silindi .
"Eren." Dediğimde Hazerani'ye kesintisiz kurduğumuz göz kontağı tamamen koptu.Yüzünü yanında oturan benden alıp,ifadesiz bir halde karşıdaki duvara dikti.
"Eve gelmen gerektiğini hatırlatmak istedim abla.Kına çoktan bitmiş olmalı."
Fazlaca sakin söylediği sözlerin bağırdığı anlamlar vardı."Gelişimizi kutlamaya gelen ağalar var .Burda olman gerek."Hazerani onun sesini duyuyor olmalı.
Kaşlarını çattı ,soluğunu kesik kesik bıraktı."Gelmiyorum Eren.Senin orda olman kafi çünkü sen de en az benim kadar Mardini'sin."Eşlere verilen aşiret isimlerini ben ve kardeşim pay ederek bir ilki törenlerimize eklemiştik.
Hazerani'nin gözleri yüzüme yeniden değdi.
"Ne demek gelmiyorum?"
"Heja'yı bu gece yanlız bırakmak gibi bir niyetim yok."
"Ama neler söylenir-"
Diye başladığı cümlenin sonu olmadığını kesindi. Bende yarıda kestim."Konuşulacak bir şey yok Eren.İlla konuşacak bir şey bulan olursa da Mardin'in nasıl had bildirdiğini görür o kadar."
"Efsa-"
"Uyumayı dene Eren.Ve bana biraz huzur vermeyi."
Telefonu kapatmamı beklemeden yüzümü avuçlarına alıp ,sol yanağıma dudaklarını gömdü.Uzun soluklu ,sessizce öptüğün de ayak tabanım karıncalanmaya başladı.
Görebilsem ,eminim ayakparmaklarım şuan tam hissettiğim gibi içeri bükülmüştür.
Geriye çekildiğinde öptüğü yere şapşal bir ifade ile avucumu yasladım.Yumuşacık öpmüştü,sanki dudakları yanaklarımda kalmışçasına yumuşaktı yanağım.
"Şuna bak, kızardın .Aynı anda hem fazla seksi hem de fazla masum olamazsın Geşa.Küçük bir kedi olmakla aslan olmak arasında kalamazsın.Öpüşürken dudaklarımı ısıran kadın yanağından öptüm diye kızarıyor ."dedi , gözlerinde parıldayan yansımam ay ışığına benziyordu.Benzetiyordu..Gözleri bana bakarken yıldızları görüyor gibi bakıyor."Sen muazzamsın Geşa..."
Sözleri utanmamı sağlıyordu.
Hızla elimi yanağımdan çekip doğrulduğumda bocalamış bir vaziyette duraksadım.Elini koyacak yer bulamamak dediklerini yaşıyordum."Bana huzur verin..."diyerek Heja'nın yanına gittim.
O odadan çıkıp diğer odaya girdiğimde soluksuz gümbürdeyen kalbim, dudaklarımı sıyırdı.Gülümsedim kocaman.
"Efsa Sultan.."
Gülümsemem Heja'nın sesiyle düşmüş dizginleri eline alıp yavaş yavaş kısıldı.
Ona doğru yürürken, Heja'nın giydiği fazla cesur gecelik için ıslık çalmadan edememiştim."Yavrum.."dedim yüksek bir sesle .
Keyifliydim şimdi.
Hem hep o mu yapacaktı böyle şeyler?"Beğendin mi ?"diye sordu,boy aynasının önünde durmuş üstündeki bordo geceliğin ince askılarından birini indirip aynadaki yansımasına kınalı elleri öpücükler yolladı.
"Çok güzel,çok."diye ekledi.Süper mini ,bordo renkli ince askılı tül detaylı gecelik onun tenine de fazlasıyla yakışmıştı."Çok güzel."diye onayladım.
"Sana da çok yakışmış yavrum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYLERBEYİ HAZERANİ
General FictionEl değse dikişsiz yaraya çok acır,sevgilim.Ağır söz bile daha çok kanatır. Aşk Şeriatı'nın kuralıdır bu: Seven sevdiğine kesik bir yürek bırakır . Ben sana ; belimdeki silahı ,dik başımı ve tenimin ardındaki canı da bırakıyorum. Buyur al ! Beylerin...