~13.Bölüm~

110K 5.7K 1.2K
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.🤍

🌹

Sabah erkenden kocasının, çalan telefon ile uyanmıştı Gülhanım. Sabahı'ın altısında arayan tabiki Demet hanımdı(!) Üstelik sorduğu sorunun Yusuf Mirza ile alakası yoktu! Zaten dün gece'den sinirli ve tripliydi sabahta bu olay tuzu biberi olmuştu. Hayır evli bir adamı patronda olsa saat başı araması normal değildi. Yataktan kalktığı gibi üzerine pembe çicekli elbisesini giymiş ve kestane rengi saçlarını topuz yapıp, krem renginde ki şalını örttü. Daha sonra Yusuf Mirza'nın yüzüne bakmadan odadan çıktı. Sabah öpücüğü vermemişti. Oh olsundu! Çocuk gibi gördüğü kadına biraz hasret kalsındı. Hem biraz kocasına trip atmaya hakkı vardı değil mi? Ortalıkta evin çalışanı Esma hanım da olmadığına göre baya erken kalkmış-  daha doğruu Demet hanım(!) yüzünden erken kalkmak zorunda kalmıştı. Adımlarını mutfağa yönlendirdi ve buzdolabının kapağını açıp yumurta, süt, yaş maya ve diğer gerekli malzemeleri çıkarmıştı. Sabah kahvaltısına şöyle güzel bir dere otlu poğaça yapmak istemişti canını hem uzun zamandır da yememişti. Güzelce poğçalık hamuru yoğurmuştu üzerine temiz bir bez örtüp, iç harcını hazırlamaya başalamıştı. Dinlenen hamurdan küçük parçalar alarak poğaçayı yapmaya başladı. Bir tepsi,iki tepsi derken toplamda üç tepsi poğaca yapmıştı! Elinin ayarını biraz fazla kaçırmıştı ama olsun. Arta kalan poğacaları buzluğa atar canı istedikçe çıkarır yerdi. Daha sonra Esma hanım gelmiş ve çay suyunu koymuştu.Gelin hanımın yapmış olduğu poğaçaların tadına da bakmış çok beğendiğini dille getirmişti. Gelin hanım gerçekten çok becerikliydi. Daha sonra mutfağa Yağmur gelmişti. El birliği ile güzel bir kahvaltı hazırlamışlardı tersta ki masaya. Konak ahaliside yavaş yavaş uyanmıştı. Gülhanım, elinde poğaça dolu tabakla kahvaltı masasına giderken, baş köşede siyah takım elbisesi  ile oturan kocasını görünce nefesinin kesildiğini hissetti. Şimdi Allah vardı kocası çok yakışıklı bir adamdı ! Ve siyah renkte çok yakışıyordu belki de kocasını bu yüzden başka renkler içinde görmek istiyordu  ve ona yakışmayan bir renk bulup sürekli o rengi giydirecekti.  Derin bir nefes alıp kahvaltı masanın ortasına koydu poğaça tabağını ve geçip kocasının yanına oturdu.Kocasının kara gözlerini üzerinde hissetesede dönüp bakmadı.

- Ellerine sağlık yenge çok güzel olmuş." Şahin'in beğeni dolu sesini duymasıyla gülümsedi Gülhanım, ağabeyleride çok severdi bu poğçayı enaz haftada bir gün olsun yapardı. Ağabeyleri...  Burnun direği sızladı. Uzun zamandır baba evine gitmemişti  en kısa zamanda baba evine gitmeli ve küçük Mehmet ile vakit geçirmeliydi.

- Afiyet olsun Şahin ağabey.."  dedi ve önünde ki açık çaydan bir yudum alarak. Deniz gözlerini kısıp kocasına yandan bir bakış attı ve tekrar önüne döndü. Yusuf Mirza, karısının bu haline  burnundan bir derin nefes aldı ve uzanıp kardeşlerinin bitirmek üzere olduğu ve karısının yapmış olduğu poğaçalar dan tabağına bir kaç tane  aldı ve sinirle Yâde'sine baktı. Tabiki de Yâdesi bu yaptığının bedelini ödeyecekti.

-Bundan sonra bu konağa şekerli hiçbirşey girmeycek!" Sesindeki keskinlik ile  tüm gözler ona dönmüşü. Zelal kadın, duyduğu cümle ile  kaşlarını oldukça çattmıştı. Ne demek bu eve şekerli şeyler giremezdi? Eğer eve şekerli şeyler giremese bu evden onun  cenazesi çıkardı! Gülhanım, kocasına gözlerini devirdi.

-Yusuf ağa! Saçmalama-

Zelal kadının cümlesi, torunun sert bakışlarını görmesiyle yarıda kesildi. Dedesi kılıklı dedi içinden Zelal kadın. Yusuf Mizra ise biraz daha abartmak istemiş ve karısının yapmış olduğu mükemmel poğaça'dan bir ısırık daha almıştı. Yumuşacıktı ve iç harçı ağızda hemen  dağlıyor ve damakta güzel bir tad bırakıyordu. Karısının eli gerçekten çok lezzetliydi. Gerçi karısının yapmış olduğu herşey çok güzeldi.

PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin