Bölüm 42

36.8K 2.8K 1.5K
                                    

Güne alarmımın lanet sesiyle uyandım.

Hemen kalkıp duşa girdim ve rutin işlerimi hallettikten sonra doğal mavi olan gözlerime bir şey sürmeden, doğal sarışın saçlarıma dokunmadam sadece çilekli lip balmımı sürüp okula gitmek üzere evden çıktım-

Bekle, hayır.

Eğer sikik bir kitap karakteri olsaydım güne alarmımın lanet sesiyle başlayabilirdim. Fakat ben güne hayatıma lanet ederek başlıyordum.

Başrolün geri zekalı olduğu bir kitap karakteri olabilirdim. En azından bu yaşadığım siktiriboktan şeylere takılmazdım. Zengin bir başrol de olabilirdim fakat bende öyle bir şans vardı ki götüyle gülüyordu. Titaniğe o zamanlar binseydim en alt katta olacağım için gemi battığında ilk ölenler arasında olurdum. Öyle bir şans, öyle bir fakirlik.

Hayatımda çoğu zaman hayal kırıklığı yaşardım.

Bir zamanlar agalarımın gazıyla yazıldığım oyunculuk ajansında Arka Sokaklar setine gitmiştim. Heyecanla gittiğim sette figüran olacağımı bilsem de en azından bir bölümlük suçlu olurdum ve çoğu sahnede gözükürdüm düşüncesi ile heyecanlanmıştım. Fakat beni arkadan geçen bir çocuğu oynattıklarında ekranda iki saniye görünmüştüm. Agalarım bu duruma 'senin için izliyoruz diziyi' 'süperdin' 'yılın aktörü' 'sen olmasan izlenmez' gibi sikik dalga geçmelerle nasıl ilk başta gaza getirdilerse aynı şekilde oyunculuk kariyerimin noktalanmasını sağlayacak eleştirilerde bulunmuşlardı.

Başladığım her işin hüsranla sonuçlanması beni üzmüyor değildi. Erken boşalma sorunu yaşayan yarrak gibi hissediyordum kendimi.

Yorganımın içinde Aşkı Memnu Bihter gibi uzanırken kapımın hışımla açılmasıyla istifimi bozmadım. Depresyondaydım. Hem de ağır bir depresyondaydım.

Ablam dağınık odaya bakıp en sonunda benimle göz göze geldi. Annemle konuşmadığım için kesin ablamı göndermişti. Çetinden bizden habersiz yardım istemesi sinirlerimi inanılmaz bozmuştu.

"Odanı komple pvc kaplatmamız gereken konular var. Bu ne rezalet bir ortam?" diye söylendi ayağının dibindeki pijamayı odanın bir köşesine fırlatmadan önce.

Ses vermedim.

"Sümer kalk artık. Yatalak gibi üç gündür çıkmıyorsun odandan. Kapıya geliyor adam onu da almıyorsun içeri. Konuşmuyorsun da. Nasıl çözülecek bu mesele?"

"Rahat bırak beni." dedim.

Yüzüme yediğim pijama donumla olduğum yerde yatmaya devam ettim. Gözlerimin önü ablamın bana fırlattığı pijama yüzünden karanlıktı. Yüzümden çekecek halim bile yoktu. Öyle bir boşvermişlik sarmıştı her tarafımı.

"Dokuz yaşında annemin en değer verdiği vazoyu kırıp bantla yapıştırmaya çalıştığında beceremeyip o gün korkudan benim yatağıma gelmenden beridir seni çok iyi tanıyorum. İyi değilsin, kalk kendine gel yoksa birazdan kafana yiyeceğin şey pis pijaman değil de iki maaşımla anca alabildiğim dyson'ım olacak ve emin ol başına bir şey gelmesini istediğim en son şeydir kendisi."

Puflayarak elimi yorganın altından kaldırıp yüzümdeki pijamayı ittirdim ve kaşlarımı çatarak elinde saçlarını binbir şekile soktuğu aleti(dyson saç şekillendirici) ile bana bakan ablama ters bakışlar attım.

"Ya rahat bıraksana beni. Depresyondayım diyorum, aşk acısı çekiyorum. Hiç insana saygınız yok!" dedim ve yorganı kafama kadar hışımla çektim.

"Geri zekâlı aldatıldın mı sanki de aşk acısı çekiyorsun?"

Aynı hışımla yorganın altından kafamı kaldırdım ve ablama baktım. "Duygularımı aldattı ama. Güvenimi aldattı. Ne anlarsınız ya? Benim gibi hassas kalpliler için cehennem olan bir dünyada kime neyi anlatıyorum?"

OĞLANCI | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin