21. BÖLÜM: LİMONATA ve BİFTEK

8.2K 477 66
                                    

"Günaydın!" bugün beni ilk karşılayan kişi Efsun'du. "İyileşmiş gözüküyorsun." dedi gözucu ile bana bakıp ihtiyacı olan malzemeleri dolaptan çıkarırken.

"Daha iyiyim." onu onaylamakta gecikmedim. Rüzgar ile çıktığımız yemeğin üzerinden neredeyse bir hafta geçmişti. Ve ilişkimiz dahil olmak üzere her şey çok iyi gidiyordu. Genelde bu tarz durumlarda en kötüyü düşünüp kendimi üzsemde bu sıralar bunuda yapmıyordum. Her şey iyi gidiyordu yani.

"Şimdi ben sormadan mı anlatırsın yoksa biraz kurcalamalı mıyım? " dedim kendi hazırlıklarım bittiği için ada tezgahın arkasındaki sandalyeye oturup çenemi elime yaslarken. Boş gözlerle bana baktı.

"Neyi?"

"Tuna ve sen?" dediğimde duraksadı. Genelde canlı gözüken fakat son zamanlarda gözüme daha koyu gelen kızıl saçlarına gitti eli. Bu gerildiğini gösterdiği bir refleksti.

Mutfakta şimdilik bizden başka kimse olmadığı için rahattım. Fakat o her an biri içeri girebilirmiş gibi kapıya bakıyordu. Fakat bugün erkenci olanlar bizlerdik. Kimse gelmeyecekti.

"Beni biraz üzdü." dedi sonunda. Pes ederek karşımdaki sandalyeye oturup kafasını ellerine yasladı. Düşünmekten yorulmuş gibi bir hali vardı.

"Ne yaptı?" Tuna ile aramdaki şeyleri biraz rayına koymuştum. Ne de olsa iş arkadaşımdı. Onunla gergin olmam demek mutfakta gergin bir ortam yaratmam demekti. Buna hiç gerek yoktu. Ona normal davranabilirdim. Fakat o da en az benim kadar iyi biliyordu aramızdaki şeyin hiç normal olmadığını. İkimizde iyi oyunculardık sadece...

"Üzecek bir şeyler söyledi." bu kaşlarımı şiddetle çatmama sebep oldu.

"Ne söyledi?" ona yardımcı olup olamayacağımı bilmesemde öne uzanıp bir elini kavradım. Destek olduğumu göstermek istiyordum sadece.

"Aslında basit bir cümleydi. Fakat buradaki çoğu kişi o cümleden ne kadar nefret ettiğimi bilir." sözlerinden bahsettiği o cümleyi söylemek istemediğini anladım. Bu yüzden üstelemeyip derin bir iç çektim.

"Onunda gergin bir dönemiydi." dediğimde buruk bir gülümseme geçti dudaklarından.

"Biliyorum." sahici bir şekilde onayladı.

"O zaman düşünüp kendini daha fazla üzme. Ben öyle yapıyorum." gevşekçe omuz silktim. Efsun bu halime kısık bir kahkaha attı.

"Bu arada," dedi tekrar ciddiyetini kazanınca. "O ikisi ayrılmış." Peride ve Tuna'yı kastederek konuştu.

"Öyle mi?" pek şaşırmayarak sordum.

"Tuna videoyu görmüş." Yemeğe gittiğimiz gün bazı müşterilerin çektiği videoları hatırladım. "Videoda vurduğu için özür diliyordu. Gidip ona sormuş." bu tek kaşımın havalanmasına sebep oldu.

"Tuna mı ayrılmış?"

"Hayır. Peride ona onu sevmediğini söylemiş." sertçe yutkundum. O kadın açıksözlü biriydi. Ama bu kadarı...

"Kötü olmuş." dedim gerçekten üzülerek. Eskisi gibi yakın olmasakta bana anahtarı getirdiği gece gerçekten Peride'ye karşı bir şeyler hissediyormuş gibi konuşmuştu. Yani üzülüyor olmalıydı. Ve ben bunu hiç ama hiç fark etmemiştim.

"Bunun olacağını biliyorduk zaten." herkesin bildiği bir şeyden bahseder gibiydi.

"Sanırım..." bu konu üzerinde daha fazla düşünmeyip dudağımı büzdüm.

"Her neyse siz nasılsınız?" dedi Efsun mutfaktaki bu gergin havayı biraz olsun dağıtırken. Sorduğu soru ile zihnime düşen Rüzgar aptal bir gülümsemenin dudaklarımda oluşmasına sebep oldu.

Yes CHEFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin