Elli Beşinci Bölüm

90.7K 7.1K 1.5K
                                    

Selamlar,

Okuduğunuz saat ve tarihi not eder misiniz?

Okuduğunuz saat ve tarihi not eder misiniz?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

"Asu," Savaş'ın enseme yaslı dudaklarının arasından boğukça duyulan sesiyle gözlerimi yarım yamalak açabilmiştim. "Kucağıma oturabilirsin bebeğim," gülerek söylediği şeyle gözlerimi içimde yeşeren bir miktar utançla sımsıkı kapattım. 

Dün gece arabada kucağına oturmak için yalvarmıştım, defalarca… O reddettikçe hırslanmış, daha çok istemiştim. Kafam o kadar yerinde değildi ki neredeyse ikimizi de zor bir duruma sokacaktım. Baş başa değildik. Hamza ve Fidan özellikle Fidan bu konuda bizimle çok çok dalga geçerdi. Zaten tüm bunlar onun yüzünden olmuştu. Saf gibi soda içtiğimi sanıyordum bir de. Tadı biraz tuhaflaşmıştı ama sanki normalmiş gibi bunu önemsememiştim. Sonrası fiyasko.

Dün gece içimden çıkan arsız Asu, akıllara zararmış doğrusu. Savaş gerçekten çok iyi idare etmişti beni. Ben kendime o kadar tahammül edebilir miydim, sanmam. Adama yapmadığım şey kalmamıştı. Sabrının son raddesine kadar bana katlanmıştı.

Yanağımı kedi gibi yastığa sürttüm hafif hafif. Yastık Savaş gibi kokuyordu. Burnumu yasladığım yumuşak yüzeyden derin bir nefes çektim içime. Kokusu anında ciğerlerimi sardı. "Dün izin vermedin," dedim pürüzlü bir sesle. Uykuluydum hâlâ. "Şansına küs, şimdi de ben oturmuyorum.

Zeytinyağı gibi üste çıkmaya iyi alışmıştım. Bu hâlimi bir yandan sevmeye başlamıştım. Utanacak, saklanacak bir şeyim yoktu. Kucağına oturmak istediğim kişi de sevgilimdi. Gayet olağan bir durumdu. Baş başa olduğumuz müddetçe tabii. 

Sıcak soluğu hararetli bir biçimde enseme çarptı. "Hemen reddetme, bir daha düşün," dedi göğsünden yükselen boğuk gülüşle. Dudaklarının titreşimi tenime ritmik hareketlerle çarptı. Bu temasla tüylerim diken diken oldu. Omurgamın başlangıç kısmından öptü. Boğazım kupkuru oldu bu öpücükle. Fazlasıyla etkileniyordum Savaş'ın dokunuşlarından, öpücüklerinden. "Dün kucağıma oturamadığın için ağlayacaktın neredeyse. Gözlerimin içine öyle bir bakışın vardı ki Asu…"

Duygusal biriydim, ne yapayım yani. İsteklerim olmayınca ağlıyormuşum demek ki. Oturtsaymış o da kıymetli kucağına.

Kollarımı iki yana açarak bedenimi esnettim. İstemem yan cebime koycu biri olarak, "Kahvaltıya kadar düşüneyim bari," dedim. Sırt üstü döndüğümde dirseğini benim yastığımın ucuna koymuş, çenesi de yumruğuna yaslamış sabah enerjisi taşıyan parlak bakışlarıyla beni izliyordu. Dalgalı siyah saçları kaç gündür işe gitmediğinden uzamıştı. Genelde kısa oluyordu saçları.  

Bedenini süzdüğümde üzerini bile giyinmiş olduğunu gördüm ve bunu görünce suratım asıldı. "Güya seninle ben ilgilenecektim. Çocuk bakıcılığı yaptırdım sana, özür dilerim sevgilim." 

155 POLİSİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin