1 ★ Ruh Eşi

1K 90 138
                                    

~Lucius~

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

~Lucius~

Lucius'un soğuk mavi gözleri kibirli bir ifadeyle arkadaşlarına odaklanmıştı. Avery, antik bir eş bulma büyüsünü yapabileceğine kendini öyle inandırmıştı ki neredeyse ona acıyacaktı. Neredeyse.

Öte yandan onu gaza getirmek için diğerleri etrafına toplanmıştı. Yapabileceğini, güçlü olduğunu, zeki olduğunu falan söylüyor ve gülüyorlardı. Ne yaptıklarını çok iyi bilen Avery, içlerinden biri olan Rosier'in kafasına vurdu.

Lucius ilgisizce gözlerini müstakbel nişanlısına çevirdi. Narcissa sessizce kız kardeşini dinliyor ve asil bir tavırla cevap veriyordu. Güzel, zengin, safkan ve anlayışlıydı. Mükemmele yakın bir eş adayıydı ama işin içinden çıkılmaz tarafı, Lucius'un kadınları pek de çekici bulamıyor olmasıydı.

Sorun değildi, iksirlerle çocuk sahibi olabilirler ve gizli sevgililer yapabilirlerdi ama bilirsiniz, bazı çocuklar annelerinin anlattığı peri masallarıyla büyür. Babasına rağmen mükemmel annesi, ona her zaman onun için en mükemmel eşi bulacağını söyledi. Ruh eşleri, prensler ve prensesler hakkında hikayeler anlatırdı. Bazen, cesur kahramanları ve bilginleri anlattığı da olurdu ama Lucius en çok ruh eşlerini severdi. Çocukluğu boyunca ruh eşlerine ve bir gün kendisininkini bulabileceğine inandı.

Ta ki babasının, annesine işkence amacıyla yaratılmış bir laneti yaptığını gördüğü güne kadar...
10 yaşındaydı.

İç çekerek gözlerini tekrar Avery'e çevirdi. Bir süre daha felaket nişanı düşünmese olurdu.
Avery 8. kez büyülü sözleri söylüyordu. Lucius tekrar gözlerini ondan çekti.

10. seferde, kolunda korkunç bir yanma hissetti. Hepsi öyle. İrkilerek ona döndüğünde, Bellatrix'in öfkeli sesini duyabiliyordu.

"Başardım! Başardım mı?" diyordu Avery ama Lucius şoktan onu duymadı. Genç adamın kolunu sıyırmasını boş gözlerle izledi. "Bekle, neden o salak Potter'ın adı kolumda yazıyor?"

O panikle bembeyaz olmuş yüzündeki dehşetle ayağa fırlarken herkes kolunu açtı. Lucius, Rosier'in kolunu görebiliyordu. Olivia Woolf yazıyordu.

"Bende neden Potter yazıyor?!" diye bir çığlık duyduğunda tekrar ona baktı.

"Çocuklar neden kolumda Regulus Black'in adı yazıyor?" dedi kitabından başını daha yeni kaldıran Barty. Lucius onu umursamadı. Yavaşça cübbesinin kolunu sıyırdı, beyaz tenine işlenen parlak mor yazıya baktı.

Severus T. Snape

Severus Snape de kim be, diye düşünmek ilk yaptığı şey oldu. Sonra şokla; zayıf, sessiz ve sık sık alay konusu olan melezi hatırladı. Başından aşağı kaynar sular kelimenin tam anlamıyla dökülürken ayağa fırladı ve Avery'nin yakasına yapıştı.

Ona kontrolsüzce sarsarken ne yaptığını, nasıl yaptığını sorarken ve azarlarken biraz dramatik olduğunu kabul ediyordu...
Tamam çok dramatik davranmıştı ama kimin umurunda?

A Malfoy's Type (Snucius)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora