B Ö L Ü M Y İ R M İ A L T I (+18)

1.1K 47 0
                                    

  Hemşireler tarafından bize gösterilen odaya girmiş doktorun gelmesini bekliyorduk. Sırtımı yasladığım duvardan destek alarak odayı inceliyordum.

   Ona bakmamak için kendinle mücadele ediyordun Ans.

   Kendimle verdiğim mücadeleyi kaybederek kazandım, duvardaki tabloları izlemeyi bırakıp ona döndüm. Telefonu ile ilgileniyordu. İncelediği şey sebebiyle kaşları hafifçe çatılmış alt dudağının kenarını ısırıyordu. O buna devam ettikçe bakışlarımı çekemiyordum ondan. Telefonuna bakmaya devam ederken kaşlarının çatık hali yumuşadı ama dudağını serbest bırakmadı. Bir anda bana baktığında onu izlerken buldu beni.

   "Psikolog ile..." Gözlerimin yoğunluğunu fark edip duraksadı. Yani düşüncelerim böyleyken bakışlarım masum olamazdı. Bakışlarımı kaçırmadan gözlerine bakarken. Dudağını serbest bıraktığında istemsizce gülümsedim. O da cümlesine devam etti.

   "Psikolog ile bir görüşme ayarlamışlar öğlen ikide. İstersen sende dinleme odasından dinleyebilirsin." dediğinde cevap verecektim ama kapı aralandı. Genç bir doktor odaya girdiğinde tam karşısında duran dedektife gülümsedi. "Merhaba kusura bakmayın beklettim. Doktor Simon Salter ben." Dedektif ile el sıkışırken beni fark etmesini bekledim. Dedektifte kendini tanıtıp elini uzattığında doktor ondan uzaklaşıp masasına giderken beni gördü. Girdiği andan şimdiye kadar beni fark etmemişti.

   "A pardon." dediğinde gerçekten beni fark etmemesine gülümsedim. Yaşadığı şey ile mahçubiyet duymuş gibi yüzü hafif kızarmıştı. Açık bir tende duyguları gizlemek çok zor olmalıydı.

  Daha iki gün öncesinde böyle bir durum yaşasam bürüneceğim kişilik belliyken şuan tavrımı bozmuyordum. Dedektifin burada olmasıyla ilgili değildi. Şuan ki durumumuz bunda etkiydi. Bu konunun ciddiye alınması gereken bir konu olduğunu netçe kavramıştım.

   "Hiç önemli değil. Angel Brown ben. Emma Gabowl'un avukatıyım." Gülümsedi. Hatta bunu karşımda duraksayıp uzattığım elime bakarak yaptı. Elini uzatıp sıkarken hareketindeki yavaşlığı dedektif de fark etmiş olacak ki ellerimize baktı. Ve sözleri ile onu tekrar fark etmesini sağladı.

   "Emma'nın durumu nasıl? " Resmiyetten uzak ciddi bir ifadeyle sormuştu bunu. Bende cevabı merak ettiğim için direk Doktor Simon'a bakmıştım. O masanın oturup önündeki dosyayı açtı. Bir şeylere hızla göz gezdirdi. Masanın üzerinde öylece duran kalemi alıp kağıt üzerinde bir şeyleri çizdi. Masanın üzerindeki başka bir dosyayı açıp aynı şeyleri onda da yaptı.

    "İlk geldiğinde söylediğim gibi. İki hasta da aynı durumlar mevcut." Dedektife bakarak kurduğu cümleyi anlamlandırmaya çalışıyordum. Bunu fark etmiş gibi bana dosyaları gösterdi ve konuşmaya başladı.

  "Emma geldiğinde fark ettiğimiz şeyler bir önceki hastamızda da mevcuttu. Dedektifin isteği üzerine dosyaya daha detaylı baktığımızda iki hasta da da ilk aynı belirtilere rastlamış. Bilinç kaybı, burun kanaması, gözbebeğinde refleksip büyüme... Bu büyük ihtimalle ikisinin de aynı sebeple burada olduğunu bize gösteriyor. Diğer hastamız... " Sözleri arasında hasta ismine bakmak için dosyanın kapağına baktı. Ben buradan gördüm o ismi. Gözlerimi kısa süreliğe kapatıp açtım ve onu dinlemeye devam ettim.

  "Diğer hastamız Davied Brown'da da aynı şeyi görmüştük. Kendisini kaybettik çünkü kaçırdığımız bir şeyler vardı. Emma da daha dikkatli ilerledik." Sustu bir anda. Bana değil dedektife baktı. Ben ne zaman önündeki dosyaya bakarak dalmıştım bilmiyorum. Tekrar sesini duyduğumda gözlerimi dosyadan zorlukla çektim.

  "Yani ikisini de bu hale getiren büyük ihtimalle aynı kişi."

  Ya da Emma katili çok iyi taklit ediyor.

Sessiz Ve Sensiz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin