(13.Bölüm) SAUDADE

477 28 2
                                    

Şimdi de başka bir yerde başka bir toplantıdaydık. Saat dört olmuştu  ben hariç burada ki kimse uymamıştı.

Ben yine Aras Ayaz'ın yanındayım üzerimde hâlâ onun ceketi ile duruyordum kimse konuşmuyordu sakin gibi gözükseler de içleri alev topu gibi olduğunu gözlerinde ki  öfkeden anlıyordum.

Kapı açıldı bir anda herkes ayağa kalktı okulda gibi hissettim kendimi. Aras Ayaz bana yandan bir bakış attı bende sersem sersem ayağa kalktım.

Yaşlı bir adam içeri girdi takım elbisesi ile en az genç erkekler kadar yakışıklı duruyordu ama güldüğünde kırışan yüzü her şeyi ele veriyor. "Oturun çocuklar" demesi ile hepimiz oturduk gözü bende gezindi bir iki dakika sonra baş köşeye oturdu galiba bu ekibin başı da bu adamdı.

Aras Ayaz iyice kollarını sıvadı cidden çok karizmatik bir adamdı ayağa kalkıp boş duvarın önünde durdu ikinci bir asansör vakası bekledim duvara elini değdirdi bir anda duvarda bir sürü görsel çıktı tüm dikkatimi oraya verdiğim de bugün gittiğimiz asansörün güvenlik kamerası görüntüleri karşımda ki duvardaydı.

On defa izledik en yavaş şekilde her açıdan hepsi notlar alıyordu ama benim gördüğüm hiç bir şey yoktu artık yaşlı adam da bıkmış olacak ki konuşmaya başladı "ne düşünüyorsunuz?" Bu soruyu cidden düşüncelerini merak ettiği için sormuştu Aras Ayaz tekrar duvara dokundu bu sefer görüntü değişti tüm dikkat algım yine bozulmuştu gözlerimi kısarak ekrana baktığımda bir şirketin kameralarıydı bunlar, hangi şirketin görüntüleri olduğunu ama bilmiyorum. Biraz daha dikkatimi oraya verecekken Hazer'in dedikleri ile hızlıca ona döndüm "sizce de çok basit değil mi kimin yaptığı" kendinden emindi kimsenin görmediği bir şey görmüş gibi konuştu bakışlarını bana çevirdi "Deniz" dedi. İstemsizce kaşlarımı çattım o bana ukalaca bakarken ben de onu parçalayacak gibi bakıyordum yaşlı adam söze atıldı "neden?" Dedi Hazer gözlerini benden çekip adama döndü "Burada Deniz'i görmemiz çok saçma olurdu ama bizi bilen bizim ile uğraşan o" istemsizce sözünü böldüm "ya ne demesin şuan zaten o sizi yakalamak için eski sevgilini tutuyor" dediğim ile herkes bana döndü adamlar da ne kulak var ya en fazla Aras Ayaz duyabilirdi ama bunlar yarasa mübarek "yalan mı" dedim kendimden emin bir ses tonu ile yaşlı adam yarım ağız güldü anlamdım dalga mı geçiyordu yoksa samimi miydi burada ki bir kişiyi bile anlamak çok zor

"Deniz olamaz" dedi Taha kedi olalı bir fare tutmuştu bugün davette o ve Işıl yoktu nerde olduklarını merak etmeye başladım. Ya casus içlerinden bir ise nasıl birbirlerine bu kadar güveniyorlar tehlikeli bir iş ve hepsi çok sakin ve kendinden emin. Her sabah uyandığımda acaba ... olabilir mi diye düşünürdüm abartıp bazı günler ya bensem diye bile aklımdan geçirirdim.

Aras Ayaz konuştu "Sadece dikkatimi çeken bir adam vardı ama o adamı ilk kez görüyorum yeni yüzler sokmaya çalışıyor olabilirler oyuna. " Elindeki kağıda baktı "dakika kırk dokuz saniye on altı salise üç" dedi ve bir anda odanın rengi değişti sebebini anlamaya çalışırken gözlerim duvara kaydı. Ekran Aras Ayaz'ın dediği zamana dönmüştü
sese odaklı mıydı? Duvarda ki renk yansıma yaptığı için odanın rengi değişmişti Aras Ayaz tekrar konuştu "salon sekiz" bir anda ona bölük olan ekran bir bütün oldu üstünde salon sekiz yazan bir ekran açıldı. Aras Ayaz tekrar yerinden kalktı eli ile bir adam gösterdi "bu adam hiç oturmadı ve Jackson'un çoğunlukla yanında duruyordu Jackson ile hiç göz temasına girmedi yani Jackson bu adamı tanımadığı buradan belli" Aras Ayaz geri yerine otururken Hazer tekrar konuştu "Ada" dedi sesi uyarı veriyordu.
Ona döndüm "Neden durmadan arkana bakıyorsun?" Kaşlarımı çattım "arkama neden bakayım ki ekrana bakıyorum"

Ukâla bir şekilde güldü "ekrana bak Jackson ile her dans edişinde arkanı dönüyorsun bir şey kontör ediyor gibi" ekranda Aras Ayaz'ın dediği adama o kadar çok dalmıştım ki görüntü de benim olduğumu yeni fark ediyordum kendimi izledim o anı hatırlıyordum ;

ELZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin