B Ö L Ü M O T U Z B İ R (+18)

1.1K 40 3
                                    

"Bana tüm bunları nasıl bulduğunu açıklayacak mısın?" Fred elinde tuttuğu kahve bardağını bana uzatıp oturduğum bankta yanıma yerleşti. Hastane girişinde bekleyen onlarca insanı izliyordum. George, Teo Langert cinayeti için olmasa da hastalarına gösterdiği taciz içerikli davranışlar için tutuklanmıştı. Ben görüşmeden çıktıktan sonra kalbi sıkıştığı için hastaneye getirmişlerdi.

"Yardım aldım." derken ellerimi ısıtan sıcak kahveyi parmaklarımla daha çok sardım.

Kendi adıma dedektif ile yaşadığım durumu nasıl ifade edeceğimi bilmiyordum ama bir yüzleşme sayılabilirdi.

"Merak ettiğim de bu Angel. O kadar fazla suç dosyasını sana kim söylemiş olabilir." Benimle ciddi konuşmaya çalıştığını anlamıştım bana seslenişinden. Ama A konusunu kime anlatıp anlatamayacağıma karar verememiştim. Verdiğim her kararda kendi kendimi sorguluyordum

Telefonum bir kez daha titrediğinde kucağımdaki telefonu elime alıp ekranına baktım. O arıyordu yine. Ve kimin aradığını Fred'de gördü.

"Seni arıyordu içeride. Bana da sordu tabi bilmediğim için bir şey söyleyemedim ama ondan neden kaçtığını anlamıyorum." Dedi. Bu onunla uzun zamandır hatta yaşadığımız küçük çaplı kavgadan sonraki en uzun ve dürüst konuşmaydı. Kaçtığımı yüzüme vurmaktan çekinmemişti. Onu Philip konusunda zorlamamın üzerinde de durmamıştı.

Çünkü o da bunu istiyordu Ans. Sen onun yapmaya cesaret edemediğini onun için yaptın. Ve seni bu yüzden suçlayamıyor.

"Biraz kafa dağıtmalıydım Fred. Bir şey olursa ara beni. Maria içinde bir şeyler getiririm gelirken." Oturduğum banktan kalkmadan elimi koluna koydum. Hafifçe gülümsedim. İhtiyacı olan şuan buydu. İçinde verdiği savaşı dışa yansıtmayan bir diğer kişi de oydu. Onu asla bu konularda anlayamadım. O anlatmadığı sürece sınırlarını ihlal edip onu çözmeye çalışmadım.

Sen kurcalarsan o da kurcalar Ans. Ve bazı konuları hala gizlemekte güçlük çekiyorsun. Bunu biliyorsun.

Elimdeki kahveden uzun bir yudum aldım. Uzun süredir çalan telefonumu derin bir nefes aldıktan sonra yanıtladım.

"Dedektif Copper bir sorun mu var?" Fred'e bir daha dönmeden aracıma ilerledim. İstediğim şeyi istediğime emin değildim ama kafa dağıtmalıydım. Bedenim kafa dağıtmaya ihtiyacım varmış gibi oraya gitmek için araca bindi.

"Müsitsen konuşmak istiyorum." Dedi çok netti. İstemiyorsan bile buna karşı çıkmayacak, zorlamayacaksın gibiydi. Sanki cevabımı duymak için aramıştı. Telefonu ses sistemi üzerindeki yerine yerleştirirken derin bir nefes aldım.

"Konu neydi?" dedim sıkılmış bir sesle. Ondan alacağım cevabı tahmin etmek zor değildi. O konuşurken dağıtmış saçlarımı elimdeki tokayla sıkı bir atkuyruğu yapmaya başladım.

"Konuyu biliyorsun Angel. Bana söyleyeceklerini söyleyip arkana bakmadan gittin. Konuşmama dahi izin vermedin." Yüzüne telefonu kapatma fikri dahi daha mantıklı olabilirdi aklıma gelen fikrin yanında. Ama çok düşünmedim karar verme konusunda.

Düşünmüş olsaydın o cümleyi kuramazdın Ans. Onu oraya çağırmazdın.

"Kasabanın göl yolu üzerinde bir bar var. Loca... Orada olacağım isterseniz dedektif." Oranın bir dedektif için uygun olmamasından ziyade kafa dağıtmak için gittiğim yeri ona söylemem daha ironikti. "Orada görüşürüz." diyerek kapattı telefonu. Göl yoluna çıkan dar patikaya soktum aracımı.

Ne söyleyeceğini merak etmek istemiyordum. Yaşanacak konuşmayı merak etmek, tahmin etmek istemiyordum. Ama zihnim sadece bu konuda takılı kalmış gibiydi. İstemediğim bir konuda uzun zaman sonra ilk kez kendime söz geçiremiyordum. Farklı şeyler düşünmek istiyordum.

George'nin taciz ettiği hastaları içinde Anna'nın olmayışına sevinmek istiyordum. Taciz ettiğini bildiğim halde o dosyanın neden orada olmadığını sahi düşünmek istiyordum mesela. Dedektifi düşünmekten daha faydalıydı benim için.

Emma için söylediği şeyleri kendi kendime anlatmaya başladım. Odağımı kendi kendime farklı konulara çekmeye çalışıyordum. Emma ile gerçekten kayıt dışı olarak bir çok kez konuşmuşlardı.

Emma'nın ilk yalanı Teo ve Jonathan'ı tanımadığıydı. O kadar büyük bir yalanla başlamıştık ki her şeye... Emma Teo'ya aşık olduğunu anlatmıştı aslında George.

İlk kaçırdığın nokta buydu Ans. Gözlerinin içine bakarak söylediği ve senin anlamadığın ilk yalan buydu.

Partide olan çoğu şey bunun dışında doğruymuş. Jonathan ile yaşadıkları Teo'yu kıskandırmak içinmiş. Dedektifin yorumuna göre hapları bulduğumuz dolabı Emma kurcalamak için açmış olabilirmiş. Mantıklıydı tüm her şey düşünüldüğünde çok mantıklıydı.

Emma'nın bu sırrının George tarafından bize anlatılmamasının bir sebebi vardı. Emma bu sır karşılığında George'nin bir sırrını saklamıştı. Genç kızlara olan zaafını uzunca bir süre kendine saklamıştı.

George bunu kendi için saklamıştı. Emma'ya yapması için verdiği fikirler normal düşünmenin ötesindeydi. 'Ona Teo' yu kenara çekmesini ve ona dokunmasını önerdim. Biz erkeklerin temastan hoşlandığını o bana dokunduğunda ne kadar hoş olduğumu anlattım. ' George' nin kendine bıraktığı notların en masumuydu bu. Verdiği fikirlerin en masumu.

O notları okuduğunda sen bile kendini normal görmeye başladın Ans. İtiraf et.

Düşünceler zihnimi boşaltmaya daha çok yardımcı olurken 'Loca' yazısını gördüm göl kenarından giderken. Aracın hızı yavaşlatırken sebebinin önümdeki keskin viraj olduğunu anlattım kendime. Normalde oraya giderken yaptığım hızları düşünmedim.

Aracı yolda dikkatle ilerletirken bir şey oldu. Göl kenarında sürekli oturduğum bankın arkasında kalan araç park ettiğim kulübenin boyandığını gördüm. Normalde böyle konularda çok dikkatsiz olsam da tahta kulübenin kırmızı bir renge dönmesi adeta ben buradayım diyordu. Fark etmemem garip olurdu. Sonra onu gördüm klübe üzerine çizilmiş beyaz renkle boyanmış melek kanadını. Az önce yüzleşmekten kaçmak için yavaş giden arabam şimdi yaşadığım şaşkınlıkla yavaşlamıştı. İnmek ve oraya gitmek istedim. Son ana kadar o virajı dönene kadar bunu yapacağıma, araçtan inip o klübeye bakacağım, emindim. Ama kendi kendimi şaşırttım.

Hayatımın çoğu döneminde geldiğim göl kenarında genelde yanından geçtiğim kulübenin son halini şaşkınlıkla izlemeyi bırakıp önüme döndüm. Belki dönüşte ya da daha sonra uğrardım. Şuan bunun olmayacağını kendime göstermiştim.

Bir şeyden kaçarken başka bir felakete takıldın Ans. Bu yüzden az önce kaçtığın yere şimdi koşarak gidiyorsun.

Az önce dedektifi düşünmemek için çırpınan zihnim onu düşünmek için çabalıyordu. O kulübenin kırmızı renge boyanmasında ve melek sembolüyle bir alakası olup olmadığını sorgulamak yerine onu düşünmeye çalışıyordu.

Ondan kaçıyor ama yine ona çıkıyorsun Ans. A bile bunu istiyordu sanki.


Sessiz Ve Sensiz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin