LÂCİVERT | ALTMIŞ BİRİNCİ BÖLÜM ♤ SAVRULAN KÜLLER

67.8K 5.6K 1.6K
                                    

Merhaba, lâcivert çiçeklerim nasılsınız?

Okuduğunuz saat ve tarihi not eder misiniz?

Şu satıra da bir siyah kalp alabilir miyim 🖤

ALTMIŞ BİRİNCİ BÖLÜM

SAVRULAN KÜLLER

SAVRULAN KÜLLER

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Buraya uyumak için mi geldin Karan?" Berceste yatağın kenarına oturmuş, mışıl mışıl uyuyan kocasının huzurlu bir ifadeyle kaplanmış olan yakışıklı yüzünü seyrediyordu. Sağ elini kaldırıp baş ve işaret parmaklarının sırtını elmacık kemiğinden itibaren yeni yeşeren sakalların sardığı yüzünde boylu boyunca nazikçe gezdirdi. Sıcaklığını hissettiği tenin verdiği hissiyat yüreğini ferahlattı. Yanındaydı hâlâ eşi. Elini uzattığında dokunabileceği kadar yakınındaydı. Birkaç gün sonra aralarında kilometrelerce mesafe olacağı düşünülürse bu yakınlık cenneti yaşamak gibiydi kadın için. 

Sol avcunu kızını hissetmek istercesine günden güne biraz daha büyüyen göbeğinin üzerine yerleştirdi. "Baban yanımızda meleğim," diye fısıldadı belli belirsiz. "Hâlâ burada, kalp atışlarını duyabileceğimiz yakınlıkta." Kalp atışlarını dinliyordu geceleri gizliden gizliye. Yaşadığını, nefes aldığını hissetmeye ihtiyacı vardı zira. Sevdiğini kurşunların arasına göndermek kolay değildi. Ki bunu her sabah yapıyordu. Her Allah'ın günü yüreğinde yeşeren korkuyla işe gönderip akşama kadar dilinden düşmeyen dualarıyla yolunu gözlüyordu. Ama beş ay, bambaşka bir uzaklıktı. Akşam evine gelemeyeceğini bile bile beklemek dile getirmese de çok zordu.

Avcunun altındaki minik hareketlenmeyle dudaklarının köşesinde güzel bir tebessüm oluştu. Kirpiklerini yoklayan yaşları gerisin geri iteledi. Ağlamak nefes almak gibi bir ihtiyaç haline gelmişti şu sıralar. Bazen fark etmiyordu bile yanağına nazlı nazlı süzülen yaşları. Parmaklarını sanki bebeğinin başını okşar gibi karnında dairesel hareketlerle oynattı. "Baban bu kadar çok uyumazdı annecim. Uykuculuğu biz mi bulaştırdık yoksa ona?" diye mırıldandı sevecenlikle. "Hep bizim uykumuzdan yakınırdı,"

Diyarbakır'dan Erzurum'a direkt uçuş olmadığından aktarma yapmışlardı ve bu da Berceste'yi ve Akif Karan'ı oldukça yormuştu. Hamile olduğundan yolculuk yapmak ekstra yorulmasına sebep oluyordu genç kadının. Doktoru uçak yolculuğu yapabileceğini söylemişti de öyle karar vermişti buraya gelmeye. Palandöken'e gelmişlerdi yaklaşık üç saat önce. Otele yerleşir yerleşmez, Akif Karan epey yorgun olduğundan soluğu yatak odasındaki büyük yatakta almıştı. Berceste de yol yorgunluğunu atmak için kocasının yanına uzanıp biraz kestirmişti ancak yarım saat kadar önce uyanmıştı. Hem acıkmış hem de planını devreye sokmak için uyanması gerekmişti.

KOYU LÂCİVERT SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin